Yönetim ve organizasyon, kurum ve kuruluşlar için ciddi bir ihtiyaçtır. Fert ve toplum, belirsizliklerden rahatsızlık duyar. Belirli bir düzen, her zaman insan ve grupların verimliliğine katkı sağlar. İnsanî ve evrensel değerleri dikkate alan yönetim ve organizasyonlar daha sağlıklı sonuçların alınmasına katkı sağlar.
Toplumun gelişiminde önemli bir vazife üslenmek durumundaki üniversiteler, bilgi üretim merkezi olarak görev yapmalıdır. Bu bilgi üretimi, iş dünyasının ihtiyacını gidermeye yönelik olduğu ölçüde bir değer ifade eder. Akademisyen, araştırmacı ve uygulamacıları bir araya getirmek, etkileşim sağlamak ve bilgi paylaşımına katkıda bulunmak üniversite-sanayi işbirliği açısından çok önemlidir. (ÇERÇEVE)
Bazı yönetimler, insanî ve sosyal değerleri dikkate almadan şekillendirilmekte, insanları duygusuz robotlar gibi kabul etmektedir. Profesyonellik adına yapılan bu hata, ciddi stres ve problemlere yol açmaktadır. İnsanı bir bütün olarak kabul etmeyen yaklaşımlar, insanın iç enerjisini kullanarak verimliliği ortaya çıkarma noktasında yetersiz kalır. İnsanı bir bütün olarak değerlendirmek, özel hayatın iş hayatına yansıtılması anlamına da gelmez. Bunlar ayrı şekilde ele alınır.
İnsanın iç dünyasında güçlü olması, stratejik hareket etmesi gerekir. Bu ince ayırımı yok sayarak dikkate almayan nice şirketler ciddi parçalanma süreçlerini yaşarlar. Dünyada büyük şirket evlilikleri ile “işbirliği güç birliği stratejileri” uygulanırken, bizde aile şirketleri dağılma ve ayrılma süreçlerini yaşamaktadır. (çerçeve)
Yönetim ve organizasyonda İnsan Merkezli Yaklaşım, insanın iç enerjisini keşfederek yönetim ve organizasyona katkı sağlama süreciyle ilgilenir. İnsan unsurunu ihmal eden hiçbir yönetim ve organizasyon, ferdî ve toplumsal gelişime yeterince katkıda bulunamaz. Fakir bir toplumda zengin olabilirsiniz fakat sosyal sağlığa uygun ve refah içinde yaşayamazsınız. (çerçeve)
İnsan davranışlarının dinamiklerini, göz önünde bulundurmayan yapılar, verimli bir açılım ve gelişim gösteremezler. Davranışlıların açığa çıkmasında çok hassas dengeler söz konusudur. Bu noktada ihtiyaç merkezli yaklaşım ve öncelikler devreye girer, profesyonellik ön plana çıkar.
İnsanı, kurum kültürüne inanmış hale getirmek, örgütsel davranışı kolaylaştırır. İnsan, ait olduğu organizasyona özveri ile katkıda bulunduğunda verimlilik kolaylaşır.
İnsanı ihmal eden yönetim sistemleri, süreklilik ve devamlılığı sağlayamaz. Yönetim ve organizasyonda insanı ve onun hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak kurulacak örgütler sağlıklı bir temel üzerinde yükselebilirler. Tabi profesyonel gelişim, ilgili sahadaki gelişmeleri yakından takip etmeyi ve projeksiyonu gerektirir. Örgütün yapısı, insan merkezli yaklaşıma uygun şekillendirilirse daha kolay sonuç alınır.
İnsana değer vermek, fertlerin keyfi hareketlerine göz yummak demek değildir. Bu noktada prensip merkezli yaklaşım devreye girer. Doğruluğu onaylanmış bazı tecrübe ve birikimler, üzerinde kafa yorularak prensip haline getirilir. Bunlar kurum çalışanlarına açıklanır. Beyin fırtınası zeminleri ile bunlar güçlendirilir. Yetki ve sorumlulukların belirlenmesi de, stratejik yönetimin asgari gereklerindendir.
En alt seviyesinden en üst seviyesine kadar organizasyonlar, insanlardan oluşur. İnsanî ilişkiler beslenmeyi ve sürekli ilgiyi gerektirir.
İnsanın iç dünyasındaki fırtınaların dinmesi veya bunun kontrol edilebilir durumda olması insan merkezli yaklaşımın önem verdiği bir husustur. Konsantrasyon bu noktada önem arz eder. Beyin gücünün hedefe yönelik kullanılabilmesi için kişi sübjektif meşguliyetlerden kurtulmalıdır. Verimli ve bereketli işler temennisiyle.
YEREL
3 gün önceŞİRKET HABERLERİ
7 gün önceBELEDİYE
7 gün önceBELEDİYE
7 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
23 gün önceEĞİTİM - KÜLTÜR
29 gün önceGÜNDEM
28 Kasım 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.