Özellikle yeni yetişenler yedikleri sebze ve diğer gıdaların yani tarımda bitkileri tanımaz hale geldiler. Okullarımızda üretimi sevdirme yerine tüketimi sevdirdiler. Kızlarımız mutfağa girmediler, yedikleri kabağın fidesini salatalık fidesi, üzümü kavak ağacında yetişiyor sandılar. Bir defa tesadüfen ağaca sarılmış üzüm asmasını, hangi ağaçta görmüşse üzümü o ağaçtan aldığını zannetti.
Eskilerde, ilkokulda, ortaokulda iş bilgisinde kullanılan aletleri görmek ve onları kullanma öğretilirdi. Tarımda buğdayın, mercimeğin, susamın, pirincin nasıl ekildiğini, bunlarda kullanılan aletleri görür ve hatta kullanılırken kullanma imkânı verilirdi. Domatesin, kabağın vs. ekilme şekli tatbik edilerek öğrenilirdi. Hiç kimse elma ağacına ceviz ağacı demezdi.
Adeta seralardan elde edilen bizleri tatmin eder hale geldi.
Serada domates, biber, salatalık vs. sebze yetiştirilirken, mercimeği, susamı, çörek otu ve nohut, pirinci seralarda yetiştirmek imkânı olmadığı için bunları ekip biçecek olanlar büyük şehirlere göç ettiler. Ayrıca kısa zamanda kar getirecek diye terzisi, mücevheratçısı, bakkalı atıl beş yüz metrekarelik arsasını inşaat yapmaya kalkarak üreticileri inşaatta çalışmaya hapsettiler ve onlar bir daha arazilerinin bağ ve bahçelerinin başına dönmediler ve büyük şehrin cazibesine kapıldılar, evlendiler ve eşleri aynı köyden de olsa dönmek istemediler. Yoklukta çekseler razı oldular. Nerede yaşıyorsunuz sualine o büyük şehrin ismini vermek onu tatmin etti.
M. Zeki SAYIN
RÖPORTAJ
19 gün önceRÖPORTAJ
27 Temmuz 2024YAZARLARIMIZIN KALEMİNDEN
27 Temmuz 2024EĞİTİM - KÜLTÜR
27 Temmuz 2024RÖPORTAJ
27 Temmuz 2024RÖPORTAJ
27 Temmuz 2024ŞİRKET HABERLERİ
27 Temmuz 2024