0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

1

Geçtiğimiz aylarda hatırlarsanız esnaf ve ticaret yapan kişi ve kurumlara en çok hangi konulardan şikâyetçiyseniz bu konuları bize yazınız, bu konuların üstüne gidelim demiştik.

Birkaç sektör dışında yazan olmadı. Fakat esnaflar ve ticaret yapanlar ile zaman zaman yaptığım sohbetlerde mesleki zorluklarından, hammadde fiyatlarının artışından, sektörel uygunsuz rekabetten, vb. bahsedilir. Hatta Esnaf Bülteni gazetesinin yaptığı aylık sohbet toplantılarında da bu konular sıkça dile getiriliyor.

Bu konular bende şu düşünceyi uyandırıyor; mesleki ve sektörel sivil toplum kuruluşları odalar, dernekler ne yapar? Bu oda ve derneklerin görevi sektörel ve mesleki sorunları tespit etmek, çözmek, gerekirse baskı unsuru olmak, o ticaret dalında ticaretin sağlıklı yapılmasını sağlamak değil midir?

Görünen manzaradan ve dinlediğimiz sorunlardan anlıyoruz ki ortada esnafın ve ticaret yapanın dağ gibi sorunu var. Küçük, orta ve büyük işletmelerin sorunları farklı farklı.

Küçük işletme devamını sağlamakta zorlanıyor, orta çaplı işletme büyüme derdinde, büyük işletme ise, sektöre hâkim olma, en büyük olma peşinde. Oysa bir sektörde veya meslek grubunda iş yapanların birbirleri ile dayanışma içinde olması, birbirlerini üste çekme çabası içinde olması gerekmez mi? Sektör ve meslek grupları kendi aralarında gruplaşmış, birbirleriyle uğraşmaktan hammadde, dışarı ile rekabet, yenilik yapma konuları bir kenara bırakılmış.

Zaman,  sektörlerin ve meslek gruplarının birbiri ile dayanışma zamanı. Bu anlamda STK’ların daha verimli çalışması gerekiyor. Arada bir yemek yiyip birbirini görmek iyi bir şey elbette. Ama o sektör içinde ertesi gün dükkânını kapatmak zorunda olacak bir esnaf varsa duruma sevinmek değil, onu da o durumdan kurtaracak çareleri düşünmek gerek. Asıl bu durumlar için çare üretmek gerekiyor.

STK kurulumunda, üyeliğinde, destek vermede, sektörde, meslekte, şikâyette, iş yapmada her şeyde samimiyet gerekiyor. STK yönetimleri de üyelerinin ilgisizliğinden, elini taşın altına koymamasından şikâyetçi oluyorlar.

İnsanların dindarlık veya ustalık derecelerini bilemeyiz, ölçemeyiz, haddimiz de değildir. Ama mesleki davranışlarına, konuşmalarına,  yardımlaşma derecelerine bakıp insana ve mesleğe verdiği değeri anlayabiliriz, sözü ile davranışının ne kadar uyumlu olduğunu görebiliriz. Verilen söz de, STK üyeliği de, mesleğe mensubiyet de, bir başkasına destek ve yardım da sorumluluk ister ve bu alanlar gösterişi, hava atmayı kaldırmaz.

Sözün özü; Mesleki ve sektörel sorunların çözümü için STK’ların, üyelerinin, ilgili kesimlerin sektördeki her bir işletmeyi ve kişiyi düşünerek hareket etmesi, kendi alanında daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Aksi taktirde gelecekte her şey hızlı bir şekilde esnafın, ticaret yapanın memnun olmayacağı şekilde dönüşecek. İyi bir dönüşüm için “Yerli ve Milliye” , kendinden olana ve STK’ya destek şart.

            Öğr. Gör. Tümay MERCAN

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi  Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü/ Yönetim Danışmanı

tumaymercan@hotmail.com   Twitter:TümayMercan@Tumaymercan  / Facebook:Tümay Mercan