DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22396551,01%
İstanbul
25°

AÇIK

13:16

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

112 okunma

KALKINMAMIZIN ÖNÜNDEKİ HANDİKAPLARI NASIL YOK EDERİZ

ABONE OL
11/02/2023 16:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ülkemizde, bilim adamlarımız ile üretici kabiliyetlerimizin fark edilmeye muhtaç, onarılması gereken temel sorunları var. En başta, bunların fark edilmesi ve ele alınması gerekir. Bilim adamların doğurdukları riskler olmadan, üretici kabiliyetlerin kazançlarının artmasının söz konusu olamayacağı anlaşılmalıdır.

Ancak bundan önce anlaşılması gereken en önemli sorun KAMU sorunudur. Kamu, hem bilim dünyasını, hem de üretim dünyasını nasıl bir arada bulundurup, birlikte çalışma yoluna sokacağını sağlayacak planlamayı yapmalı. Bilim adamların doğurduğu risklerin, üreticileri ürkütmemesi için kamunun takip etmesi gereken politikalar netleştirilmeli. Kamu, riskler konusunda herhangi bir maliyetin altına girmeyeceği konusunda üreticilere, güven vermeli. Yeni alanlara yatırım yapılmasını temin etmenin, bu alanlara karşı üreticilerin iştahlı olmasını sağlamanın yolu açılmalı. En önce kamu, ülkenin ihtiyacı olan değişim, dönüşüm ve gelişim felsefesinin alt yapısını kurması konusunda kendisine düşeni çağdaş bir anlayışla yapmalı. Sosyal devletin özelikleri, kamunun tüm kurumlarında özümsenmeli. Gelişimi ortadan kaldıran temel etkenin müfettiş devlet anlayışı olduğu, iliklerimize kadar hissettirilmeli. Bundan sonra bilim dünyası ile, üretim dünyasına verilmesi gereken mesajlar iletilmeli.

Birbirlerine olan ihtiyaçları… Sahaya birlikte inmelerinin gerekliliği… Verimli sonuçlara ancak birlikte çalışmaları sağlandığında varılabileceği… Bu felsefe ile birbirleri ile buluşabilir veya buluşturabilirsek;

Bilim adamlarımız, üretici kabiliyetlerimizin çalışma ortamlarına indiklerinde, ne çok şeyi bilmediklerini fark edecekler. Tezgahların başına indiklerinde, masa üstünde ürettikleri bilginin pratize edilme esnasında eksik, aksak ve sıkıntılı tarafını görecekler. Buda, üretilen bilginin işletilmesini gerçekleştirecek yolun üretilmesine sevk edecek. Bilgideki eksikliği farkedip tamamlamayı ve esere dönüşmesini bizlere kazandıracak… Üretilen bu yolda yürüdüğümüzde, bilginin ne ihtişamlı bir değer olduğunu, öz güveni nasıl verdiğini ve katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin ne kadar kolay olduğunu, hem kendileri hemde üretici kabiliyetlerin anlamasını sağlayacak…

Elde edilen bu öz güven, sarsıcı yenilikleri tattıracak deryalara yelken açtırmış olacak… insanlığın yeni değerlere, buluşlara, ürünlere sahip olmasını sağlayacak. Yaşanan hayatı kaliteli kılacak… Dünyada adaletsizce bir duruşa gerek olmadığını, evrendeki zenginliğin hepimize yetebileceğini gösterecek. Nüfus artmasının sakıncalı olmadığını, hatta en önemli değerlerden birisinin de nüfus artışı olduğunu anlamamıza vesile olacak. Şunu sormakta bir sakına olmasa gerek. Daha çok “ahlaklı aklın” ne zararı var? İnsan sayısı artması, daha çok aklın artması demek değil mi? Sarsıcı yenilikçiliğin bize kazandırdığı en büyük kazanç, yaşadığımız bu evrende, daha ne kadar bilginin bilinmediğini, keşfedilmeyi beklediğini fark ettirmesi olacak.

Üretici kabiliyetlerimiz de, bilim adamların hafızalarında taşıdıkları bilgi cevherini fark ettiklerinde; ellerindeki kaynakları, imkanları, zamanı nasıl değersizleştirdiklerini, verimsizleştirdiklerini, zayi ettiklerini görecekler. Gıpta ile seyrettikleri, buluşların karşısında şaşkına döndükleri süper güçlerin ellerindeki teknolojik gücü sağlayan faktörün, kendi ellerinin altında da bulunduklarını fark edecekler… Sürdürüle bilinir yenilikçiliğin, Verimlilik yenilikçiliğin günü kurtaran anlayışlar olduğunu, asıl ihtiyacın SARSICI YENİLİKÇİLİK olduğunu anlamış olacaklar. Üretmenin tadını, pazarlamanın zevkini, karlılığın haklı gururunu, bilimsel bakışla bütünleştiğinde elde edile bilineceğini görecekler. Ar-Ge’ ye yatırım yapmadan güç olunamayacağını kavrayacaklar. Dünyayı haraca bağlayan ahlaksız aklın doğurduğu güçten kurtulmanın yolu, ahlaklı aklın doğuracağı güç ile olacağını keşfedecekler. Dünyayı huzur iklimine taşıyacak, mutlu olmanın imkânsız olmadığını kaynakları sömürülen topluluklara öğretecek, üretim çarkını çevirmeye muktedir olduklarını anlayacaklar.

Bu buluşmaya en çokta, devletin ihtiyacı vardır…

Katma değeri yüksek, günün ihtiyaçlarını gideren, gündeme hâkim olma gücünü ele geçirten ürünler, ancak bu buluşmayla elde edile bilinir… Çağın teknolojileri, bu buluşma ile tezgahlarda görülmeye başlar… insan kaynaklarımız hakkettikleri seviyeye bu buluşmayla ulaşabilir… Ahlaklı toplumun insanlık için ne kadar önem taşıdığı, bu buluşma ile anlaşılması mümkün…

Mehmet Mahşuk Gülaçar

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP
    300x250
    300x250r