DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2047907-1,34%
İstanbul
15°

PARÇALI BULUTLU

04:27

İMSAK'A KALAN SÜRE

Eşref Küçükateş

Eşref Küçükateş

25 Kasım 2023 Cumartesi

    Büyükşehir Belediyesine bir Aday Adayı da Gaziosmanpaşa Belediyesinden!

    Büyükşehir Belediyesine bir Aday Adayı da Gaziosmanpaşa Belediyesinden!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Gaziosmanpaşa İlçesi Vali Fabrikası gibi bereketli bir ilçe… Gaziosmanpaşa’da görev yapan kaymakamların hemen hemen hepsi Vali’lik makamına terfi etmiştir. Gaziosmanpaşa bu yönüyle kendisine hizmet edenlerin ödüllendirildiği ilçe özelliğini uzun yıllar koruyacak.

    Sadece vali mi?

    Gaziosmanpaşa İlçesi aynı zamanda Milletvekilleriyle, Bakan Yardımcılarıyla, Bakanlarıyla, TBMM Gurup Başkan Vekilleriyle ülkesine hizmet yarışında olan siyasetçi fabrikası gibi.

    Şimdide Gaziosmanpaşa Belediyesinde 10 yıldır İlçeye hizmet eden başta Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta olmak üzere tüm Başkan Yardımcıları Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmaya layık aynı zamanda yetki ve tecrübeye sahip kişiler.

    Özellikle Şehir Planlamada ve Kentsel Dönüşümde tüm olumsuzluk ve açılan engelleyen davalara rağmen üstün bir başarı sergilediler.

    Üstelik tek bir m2 rezerv alanı kullanmadan “Yerinde Dönüşümle” hem de sadece hak sahiplerine bağımsız bölüm yaparak başardılar bunu.

    Bu kişilerin Büyükşehir Belediyesine aday adayı olmaları tam zamanı ve en doğal hakları;

    Gaziosmanpaşa İlçesine canla başla hizmet eden birisi “Büyükşehir Belediye Başkanı” olursa kimse şaşırmasın.

    Çünkü bunun gerçekleşmesi konusu yazımın başında da belirttiğim gibi Gaziosmanpaşa İlçesinin genlerinde var.

    Ayrıca Gaziosmanpaşalı bunun gerçekleşmesi için yürekten dua eder.

    Şimdide Gaziosmanpaşalılar Yüksek Mühendis Ahmet Bülbül için dua ediyor, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı olsun diye.

    Yüksek Mühendis Ahmet Bülbül bunu tüm özellikleriyle hak ediyor.

    1998 Yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı çalışma ekiplerine dâhil oldu. Sonrasında İstanbul’un abisi Mimar Kadir Topbaş ile uzun yıllar çalışıp ustalaştı. 2005 yılından itibaren Gaziosmanpaşa Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevinde Hasan Tahsin Usta ile Uzmanlaştı.

    Ahmet Bülbül, bu yetenek ve tecrübelerini 6 Şubat depreminde büyük yara alan 1974 yılında doğduğu şehir Kahramanmaraş’a aktarmak istemesi ayrıca takdir edilecek bir davranış.

    İstanbul gibi bir ilin, Gaziosmanpaşa gibi bir ilçenin, Recep Tayyip Erdoğan – Kadir Topbaş – Hasan Tahsin Usta gibi Belediye Başkanlarının şehircilik ve insana hizmet anlayışını ülkemizin doğusuna taşıyarak doğu illerimiz inde kalkınma ve hizmet anlayışına yeni bir boyut yeni bir soluk katacağından emin olduğumuz bir kişi Yüksek Mühendis Ahmet Bülbül.

    Bu Aday Adaylığına sadece Kahramanmaraş değil tüm doğu illeri sevinmeli. 2024 Yılı Mart ayından itibaren doğu illerimizde de belediyecilik anlayışı ve yönetimi tamamen değişecek ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

    Yolun açık olsun, Ahmet Bülbül, Gözünüz aydın Kahramanmaraş ve tüm komşu iller.

    Devamını Oku

    Şişecam “İhracat Şampiyonu” ödülünü aldı

    Şişecam “İhracat Şampiyonu” ödülünü aldı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşları arasında yer alan Şişecam, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen “İhracat Şampiyonları” ödül töreninde “Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri” kategorisinde ihracat lideri ödülüne layık görüldü. Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, Şişecam Dış Ticaret adına ödülü, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin elinden aldı. 

    19.06.2021 –Camın tüm temel alanları ile kimyasallar sektörlerinde global bir oyuncu olan Şişecam, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İhracat Şampiyonları Ödül Töreni’nde “Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri” kategorisinde Türkiye’nin ihracat lideri olarak ödüle layık görüldü. Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, Şişecam Dış Ticaret adına ödülü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin elinden aldı. 

    2022 yılında Türkiye’den 1,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Şişecam, 2022 yılında 5,8 milyon ton cam, 4,9 milyon ton soda külü ve 4,4 milyon ton endüstriyel ham madde üretimi gerçekleştirdi. Dünyanın en büyük üç soda külü üreticisi arasında yer alan Şişecam, krom kimyasallarında ise dünya liderliğini elinde bulunduruyor. 

    Şişecam Hakkında

    1935 yılında tüm dünyanın saygı duyduğu global lider Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda Türk cam sektörünü kurmak amacıyla temelleri atılan Şişecam, cam ve kimyasallar alanında güçlü bir küresel oyuncudur. Düz cam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek küresel şirket olan Şişecam, cam ev eşyası alanında en büyük iki, cam ambalaj ve düz cam alanlarında ise en büyük beş global üretici arasında yer almaktadır. Şişecam, dünyanın en büyük üç soda üreticisi arasında olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideridir.

    Düz camcam ev eşyasıcam ambalajkimyasallar, otomotiv, cam elyaf, maden, enerji ve geri dönüşüm iş kollarında öncü bir rol üstlenen Şişecam, üretim faaliyetlerini Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır, Hindistan ve ABD’de yürütmektedir.

    Yetkin insan kaynağı ve akıllı teknolojilerle ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük 3 üreticisinden biri olma hedefine güçlü adımlarla ilerleyen Şişecam, yarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak dijital altyapısını ve kültürünü dönüştürmeye kesintisiz devam etmektedir. 88 yıllık deneyim, 24 Bini aşkın çalışan, dört kıtada 14 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeyi aşan satış ağına sahip Şişecam, tüm ekosisteminin gelişimini destekleyen kapsayıcı bir yaklaşım ile büyüme yolculuğunu sürdürmektedir. Şişecam, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu ve entegre olarak hayata geçirdiği CareForNext stratejisi ile gezegeni korumak, toplumu güçlendirmek ve yaşamı dönüştürmek için sorumluluk almakta, tüm deneyim ve yetkinliklerini her alanda sürdürülebilir gelişim için kullanmaktadır.

    Devamını Oku

    Kurban hissesinden çıkan Kıssa

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Bayramın birinci günü daha öğlen olmadan büyük bir çoğunluk kurbanlarını kesmiş fakir arayışına çıkmıştı bile.

    Parçalara ayrılan kurban etlerinin her bölgesinin titizlikle ve büyük hoşgörü içinde birbirini hiç tanımayan insanların etlerini paylaşmasına tanık oluyorsunuz.

    İşte, Kurban hissesinden kıssayı burada yakaladım;

    Bizde yedi kişiydik, bir aileden 3 kişi, bir aileden 2 kişi bizde oğlumla beraber 2 kişi toplam 7 kişi. Daha önce hiç karşılaşmamışız, tanışmıyoruz ama bir ibadet uğruna ortaklık kurmuş ve Allah Rızasını kazanmak için hepimiz gayret sarf ediyoruz.

    Bütün masalarda durum aynı, etler tartılırken, paylaşılırken herkesin yüzünde bir gülümseme, herkeste fedakârlığa hazır bir tutum ve ifadeler.

    Bu kıssayı kendimizden anlatacağım ama bu tüm Türkiye ve Dünyanın dört bir yanına hisse yollayanların kesilen kurbanlarında yaşanan ve tüm dünyada hisseli kurban kesenlerin kıssası.

    7 kişi elbirliği ile kurbanlarımızı tekbir getirerek kestikten sonra yüzülmesini ve parçalanmasını seyrederken bir taraftan da sohbet ediyorduk. Yaklaşık 30 dakika sonra kurbanımız 4 ayrı parça halinde kancalarda sallanarak etinin ve kemiğinin ayrılacağı bölüme geldi. Kasaplar asılı olduğu halde kurbanın etlerini ve kemiklerini büyük parçalara ayırarak diğer kasapların parçalaması için ve kemiklerinden tamamen sıyırması için bize tahsisi edilen masanın üzerine bırakıyor. Büyük bir el çabukluğu ve ustalıkla kemiklerinden ayrılan etleri paylaşmak üzere en dışarıda bulunan ve yanında elektronik terazisi olan bir masa ya götürüp paylaşım işlemini başlattık. Bir taraftan da kemiklerin hızarla kesilmesi ve etlerin parçalanma işlemi devam ediyor. Yaklaşık 1 saat gibi bir sürede bu işlemde bittikten sonra hayvanın tüm bölgeleri 7 eşit parçaya ayrılmış ve her hisse için 2 adet kolinin içine koyularak üzerine 1 den 7 ye kadar numaraları yazılmıştı. Hissedarlardan birisi içinde 1 den 7 ye kadar numaralar yazılı kâğıtları bize uzattı ve herkes bir kâğıdı ve içinde yazan numara ile eşleşen koliyi alarak hissesini netleştirmiş oldu.

    İŞTE TAM BURADA ortaklarıma sarılarak helallik istedim ve hakkımı helal ederek onlara şu sözleri söyledim: “Bu gün çok mutluyum ve çok güzel bir şey yaşadık. Babana ve kardeşine bile güvenmemenin öğretildiği bir ortamda biz birbirini tanımayan kişiler olarak çok başarılı ve Allahın kesinlikle razı olacağı bir ortaklık yaşadık ve tamamladık. Bu ortaklıkta birbirimizi üzmemek ve kırmamak için azami gayret sarf ettik. Bunun sebebi de yaptığımız bu ortaklıkla bir ibadeti yerine getirmek ve Allahın rızasını kazanmak istememizdir. Hepimiz Biliyoruz Allahın Emir Ve Yasaklarına Uyarak Yapılan Her İş Ve Eylem İbadet Yerine Geçmektedir. Bu kurban kesiminde de Allahın tüm emir ve yasaklarına eksiksiz uymaya çalıştık ve inşallah ta başardığımız için hepimiz mutlu ve huzurluyuz. Allah bu birliğimizi ve tüm yaşantımızı ve insanlarla ilişkilerimizi Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak ibadet aşkıyla gerçekleştirmeyi nasip etsin” dedim.

    Evet, dostlar her işimizi ve ilişkimizi Peygamberimiz ve onun yolundan ayrılmayan ceddimiz gibi Allahın Rızası kazanmak için kurban ibadeti yapıyormuş gibi yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Her alışverişimizi de ibadet aşkıyla yaparsak, hem esnafımız o özlediğimiz AHİ ruhunu yakalayacak hem de müşteri Fatih Sultan Mehmet anlayışı ve duyarlılığında olacak.

    Devamını Oku

    Neden MİLLİ ve YERLİ Antrenörümüz yok?

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Farkında mısınız, bilmem ama Başına Milli kelimesi alan birçok sporcu ve takımın Milli ve Yerli ruhtan uzak olduğunu hepimiz üzülerek seyrediyor ve hiçbir şey yapamıyoruz.

    Mesela Milli futbolcu, Milli sporcu, Milli yüzücü, Milli Basketçi, Milli Güreşçi, vs. vs. denir, ama hiçbir zaman MİLLİ ANTRENÖR denmez.

    Antrenörler hiçbir zaman MİLLİ olamadığından kaynaklanabilir mi acaba.

    Onlara, Futbol Milli Takım Antrenörü, Güreş Milli Takımı Antrenörü, Basketbol Milli Takım Antrenörü denir; ama Türkiye Futbol Takımı MİLLİ ANTRENÖRÜ,  Türkiye Güreş Takımı MİLLİ ANTRENÖRÜ, Türkiye Basketbol Takımı MİLLİ ANTRENÖRÜ” denmez.

    Onlar Milli Sporcularla dolu, Milli Takımı çalıştırıyorlar ama onlara neden Milli Antrenör denmiyor hep merak etmişimdir!

    Buna cevabını bulmama ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Kasım seçimlerinden önce söylediği “Tüm Milletvekilleri Milli ve Yerli olmalıdır” sözü üzerine Esnaf Bülteni Dergisi olarak başlattığımız “Milli ve Yerli Esnaf Buluşmaları” sohbet toplantıları olmuştur.

    Biz esnafta MİLLİ VE YERLİ olmalıdır diye bu toplantıları başlattık ama demek ki Milli ve Yerli Sporcuları da bu buluşmalara çağırmamız ve onlara da Mili ve Yerli Platform (MİYEP) ‘te yer vermemiz lazım.

    17.sini Eylül 2017 ayı içinde yapmaya hazırlandığımız Milli ve Yerli Esnaf Buluşmalarının hem milliliğin hem de yerliliğin nasıl olması gerektiği konusunda hem bize hem de katılımcılara büyük katkıları oldu.

    Burada öğrendiklerimizden yola çıkarak onlara unvanlarında neden Milli Antrenör denmez ve özellikle şu anda Milli Futbol Takımının başında neden Milli ve Yerli bir Antrenör olmadığının cevabını net olarak buldum.

    Bir kere Milli ve Yerli ne demek ona bakalım? Bu sorunun açıklamalı cevabını Sakarya Üniversitesi Öğretim üyesi değerli hocam Dr. Hüseyin Emin SERT’in esnaf bülteni dergisine yazdığı köşe yazısından olduğu gibi alıp naklediyorum.  ( goo.gl/TCXpoh )

    http://www.esnafbulteni.com/yazarlar/dr-huseyin-emin-sert/yerli-ve-mill-olabilmek/203/  

    Yerli; yer kelimesinden bir yeri yurt edinmek veya belli bir dönem kalmayı ifade eden yerleşmek kelimesinden alınmış, belli sınırlar ve özellikle bayrak ile istiklal ilan edilen vatan topraklarındaki her şeye özellikle üretilene verilen isimdir.

    Millî; millete ait olmayı ifade eden bir kavramdır.  Millet kelimesi sanıldığının aksine ırki bir tanımlama olmasının ötesinde «din» gidilen yol manasına gelmektedir. Nitekim Âli İmrân Suresi 95. ayette «De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi”» buyrulmaktadır.

    Bilindiği üzere İbrahim a.s. üç semavi dinin ortak atası ve Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v. Efendimizin de büyük dedesidir. Yani, Peygamber Efendimiz, Hz. İbrahim’in torunudur. Ayeti kerimedeki “hanif” kelimesi ise hakka yönelen, doğrunun yanında olan manasına gelmektedir.

    ( İslam inancımıza göre sorulan “Hangi Millettensin?” sorusunun cevabı “İbrahim’in Milletinde nim”dir, yani “Hakka yönelen İbrahim’in dinindenim” demiş oluruz.)

    Alparslan 1071 Malazgirt savaşından önce Cuma Hutbesinde nasıl dua etti?

    “Allah’ım İslâm sancağını yükselt ve İslâm’a yardım et. Sultan Alparslan’ın senden dilediği yardımı esirgeme. Ordusunu meleklerinle destekle. Niyet ve azmini hayır ve başarıyla sonuçlandır. Çünkü o senin ulu rızan için rahatını terk etti. Malı ve canıyla buyruklarına uymak amacıyla senin yoluna düştü. Çünkü sen “Ey iman edenler can yakıcı bir azaptan kurtaracak bir yolu size göstereyim mi? Allah’a ve onun Peygamberine inanıyorsanız onun yolunda can ve malanızla savaşırsınız” diyorsun. Senin sözün gerçektir. Allah’ım o nasıl senin sözüne uyup şeriatının korunmasında gevşeklik göstermeden buyruğuna uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak dinine hizmet için gecesini gündüzüne katmış ise, sen de ona zafer nasip et. Dualarını kabul et. Kaza ve kaderini onun için iyi ve hayırlı bir şekilde tecelli ettir. Onu öyle bir koruyucu ile kuşat ki düşmanlarının her türlü hilelerini def etsin. Lütfünle güzel sıfatların için onu en emin ve sağlam ellerle korusun. Amin”. (Ahbâru’d-Devlet-i Selçukiyye, s.47-49)

    Ve hepimiz çok iyi biliyoruz İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy kendisine teklif edilen paraya kabul etmediğini.

    Neden kabul etmedi acaba, neden teklifi yapanlar değil de o utandı.

    ( Hiçbir Antrenör, Türk Milli Takımını çalıştırmak bir onurdur, 6ay, 12 ay para almandan çalıştırırım diyemiyor… Çünkü Milli ve Yerli Ruha sahip değiller)

    İşte istikrarlı başarıyı yakalayamayışımızın gerçek nedeni MİLLİ VE YERLİ kelimesinin içini ve altını boş bırakmamız.

    MİLLİ kelimesinin aslında din olduğunun bize unutturulmuş olması!                                                                     MİLLİ kelimesinin ruhunu İbrahim Aleyhisselam dan almamız gerektiğinin öğretilmemesi!                                   MİLLİ kelimesinin Alparslan’ın duasındaki ruhla eşdeğer olduğunu yani yapılan her şeyin Allah için yapılması gerektiğini de unutmuş ve unutturulmuş olmamız!                                                                                                 MİLLİ kelimesinin bu millet, bu vatan için bir görev düştüğünde Mehmet Akif Ersoy gibi önce para istemek olmadığının öğretilmesi ve o ruhun aşılanmaması!

    Olduğunu üzülerek gördüm…

    Bu Milletin sırtından Milyarlar kazanan Türk ama MİLLİ olamayan çalıştırıcıların, Milli takımı paraya ve kişisel çıkar ve husumetlere kurban ettiğini bizi HEM MİLLİ, HEMDE YERLİ olmayan çalıştırıcılara nasıl muhtaç ettiğini üzülerek 2-0 lık UKRAYNA hezimetinde hep birlikte izledik.

    Okullara Milli Güvenlik dersi yerine Milli ve Yerlilik Şuuru dersleri koyulmalı. Ayrıca her alanda hangi işe başlarsak başlayalım Alparslan’ın duasını yapmalı o işi önce Allah Rızası için yapmalı ve İbrahim Peygamberin yolunda, din için yaptığımızın, yani Milli bir iş yaptığımızın bilincinde olmalıyız. İşte o zaman hem hilesiz, hem de hem kulların hem de Allahın razı olduğu işler başarabiliriz.

    İstikrarlı başarıyı yakalayacağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın.

    Devamını Oku

    HİSSEDEN ÇIKAN KISSA

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Bayramın birinci günü daha öğlen olmadan büyük bir çoğunluk kurbanlarını kesmiş fakir arayışına çıkmıştı bile.

    Bize de yine birinci günü SELAM ET TESİSLERİNDE kesmek nasip oldu. Saat 15.00 civarında gittiğimiz SELAM ET’in Topkapı’daki tesislerinde kapıda bizi Vale karşıladı otopark fişimizi elimize verdi ve büyük bir kalabalığın tekbir seslerinin duyulduğu megafonla okunan isimlerin Kurbanın kesileceği yerde Kasaba Vekâlet vererek Kurbanının kesilişini izlediği alana girdik.

    SELAM ET TESİSLERİNİN Bahçesi ağaçlık ve dolayısı ile gölgesi bol bir alan bir tarafta sınırsız çay servisi, bir tarafta sırasını beklerken acıkanlara ekmek arası döner ve su ikramı hiç durmadan devam ediyor. Kuyruk bitti dediğiniz an yeni gelenlerle yine uzuyordu.

    Bizde ekranda sıra numaramızın yaklaştığını görebileceğimiz bir yere oturarak insanları ve olup bitenleri izlemeye başladık.

    Yanımızda yöremizde oturanların konuşmalarını dinledik zaman zaman onlarla sohbet ettik. Birçok kişi ya tavsiye üzerine SELAM ET’i tercih etmiş veya bizim gibi daha öncede defalarca burada kestirmiş. SELAM ET KURBAN HİZMETİ Bekir Artuğ’un Yönetim Kurulu başkanlığında 18 Yılını tamamladı.

    Bu geçmiş ve tecrübeye rağmen birde şikâyet ve eleştiri duymak beni hiç üzmedi. Sıra numarası bizden önce olan bir vatandaş şikâyetini: “Yıllardır burada keserim buranın tek eksiği sahibinin elini tutup ta o geleneksel pazarlığı kollarımızı koparırcasına yapamıyor olmamız. Bu zevki ve geleneği, buranın sahibi Bekir Artuğ’un ilan ettiği fiyatı ona olan güven ve itimadımızdan dolayı kabul ettiğimiz için yaşayamıyoruz” diye söylüyordu.

    Kesimlerin verilen saatte gerçekleşmesi, kesimin, yüzülmesinin, parçalanmanın izlene bildiği platformdan sonra kemiklerin parçalandığı hızarların ve 15 taneden fazla masa ve hepsinde usta kasapların görev yaptığı etlerin ayrıldığı bölüme geçilmesinden herkes memnun.

    Dışarıda ise parçalara ayrılan kurban etlerinin her bölgesinin titizlikle ve büyük hoşgörü içinde birbirini hiç tanımayan insanların etlerini paylaşmasına tanık oluyorsunuz.

    İşte, hisseden kıssayı burada yakaladım;

    Bizde yedi kişiydik, bir aileden 3 kişi, bir aileden 2 kişi bizde oğlumla beraber 2 kişi toplam 7 kişi. Daha önce hiç karşılaşmamışız, tanışmıyoruz ama bir ibadet uğruna ortaklık kurmuş ve Allah Rızasını kazanmak için hepimiz gayret sarf ediyoruz.

    Bütün masalarda durum aynı, etler tartılırken, paylaşılırken herkesin yüzünde bir gülümseme, herkeste fedakârlığa hazır bir tutum ve ifadeler.

    Bu kıssayı kendimizden anlatacağım ama bu tüm Türkiye ve Dünyanın dört bir yanına hisse yollayanların kesilen kurbanlarında yaşanan ve tüm dünyada hisseli kurban kesenlerin kıssası.

    7 kişi elbirliği ile kurbanlarımızı tekbir getirerek kestikten sonra yüzülmesini ve parçalanmasını seyrederken bir taraftan da sohbet ediyorduk. Yaklaşık 30 dakika sonra kurbanımız 4 ayrı parça halinde kancalarda sallanarak etinin ve kemiğinin ayrılacağı bölüme geldi. Kasaplar asılı olduğu halde kurbanın etlerini ve kemiklerini büyük parçalara ayırarak diğer kasapların parçalaması için ve kemiklerinden tamamen sıyırması için bize tahsisi edilen masanın üzerine bırakıyor. Büyük bir el çabukluğu ve ustalıkla kemiklerinden ayrılan etleri paylaşmak üzere en dışarıda bulunan ve yanında elektronik terazisi olan bir masa ya götürüp paylaşım işlemini başlattık. Bir taraftan da kemiklerin hızarla kesilmesi ve etlerin parçalanma işlemi devam ediyor. Yaklaşık 1 saat gibi bir sürede bu işlemde bittikten sonra hayvanın tüm bölgeleri 7 eşit parçaya ayrılmış ve her hisse için 2 adet kolinin içine koyularak üzerine 1 den 7 ye kadar numaraları yazılmıştı. Hissedarlardan birisi içinde 1 den 7 ye kadar numaralar yazılı kâğıtları bize uzattı ve herkes bir kâğıdı ve içinde yazan numara ile eşleşen koliyi alarak hissesini netleştirmiş oldu.

    İŞTE TAM BURADA ortaklarıma sarılarak helallik istedim ve hakkımı helal ederek onlara şu sözleri söyledim: “Bu gün çok mutluyum ve çok güzel bir şey yaşadık. Babana ve kardeşine bile güvenmemenin öğretildiği bir ortamda biz birbirini tanımayan kişiler olarak çok başarılı ve Allahın kesinlikle razı olacağı bir ortaklık yaşadık ve tamamladık. Bu ortaklıkta birbirimizi üzmemek ve kırmamak için azami gayret sarf ettik. Bunun sebebi de yaptığımız bu ortaklıkla bir ibadeti yerine getirmek ve Allahın rızasını kazanmak istememizdir. Hepimiz Biliyoruz Allahın Emir Ve Yasaklarına Uyarak Yapılan Her İş Ve Eylem İbadet Yerine Geçmektedir. Bu kurban kesiminde de Allahın tüm emir ve yasaklarına eksiksiz uymaya çalıştık ve inşallah ta başardığımız için hepimiz mutlu ve huzurluyuz. Allah bu birliğimizi ve tüm yaşantımızı ve insanlarla ilişkilerimizi Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak ibadet aşkıyla gerçekleştirmeyi nasip etsin” dedim.

    Evet, dostlar her işimizi ve ilişkimizi Peygamberimiz ve onun yolundan ayrılmayan ceddimiz gibi Allahın Rızası kazanmak için kurban ibadeti yapıyormuş gibi yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Her alışverişimizi de ibadet aşkıyla yaparsak, hem esnafımız o özlediğimiz AHİ ruhunu yakalayacak hem de müşteri Fatih Sultan Mehmet anlayışı ve duyarlılığında olacak. 

    Devamını Oku

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.