casino siteleri casino siteleri papyonshop.com malatya araç kiralama uluslarası nakliyat
DOLAR 32,3400 -0.07%
EURO 34,8790 0.06%
ALTIN 2.392,77-0,15
BITCOIN 20335915,70%
İstanbul
12°

HAFİF YAĞMUR

04:16

İMSAK'A KALAN SÜRE

İsmail Karasu

İsmail Karasu

02 Nisan 2024 Salı

    HARİKAYIM DİYEBİLMEK ve MUTLULUĞA GİDEN YOL

    HARİKAYIM DİYEBİLMEK ve MUTLULUĞA GİDEN YOL
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Kendimizi nasıl hissettiğimizi açıklarken büyük, olumlu, neşeli kelime ve deyimler kullanmalıyız.

    Biri bize, “Bugün kendini nasıl hissediyorsun” diye sorduğunda ona; “Yorgunum, başım ağrıyor, keşke bugün Pazar olsaydı, kendimi iyi hissetmiyorum” diye cevap verirsek, sonunda kendimizi daha kötü hissediyor olmamıza yol açarız.

    Bomba gibiyim!… Çok basit ama müthiş güçlü bir cümle!

    Bize ne zaman, “Nasılsın” veya “Kendini bugün nasıl hissediyorsun” diye sorarlarsa, şöyle cevaplamalıyız: “Harika çok iyiyim, teşekkürler. Ya sen?” veya “Müthiş” veya “Çok iyi, bomba gibiyim” Böylece her fırsatta kendimizi çok iyi hissedecek ve kendimizi gerçekten de harika hissetmeye başlarız.

    Her zaman kendini müthiş hisseden biri olarak tanınmalıyız. Bu bize yeni arkadaşlar kazandıracaktır.

    Diğer insanlarla konuşurken de, hep hoş, neşeli, güzel kelime ve deyimler kullanmalıyız. Bütün dost ve yakınlarımıza söyleyecek büyük, olumlu bir kelimeye sahip olmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.

    Başkasıyla birlikte olup o anda bizimle olmayan üçüncü bir kişi hakkında konuşurken de, o kişi için kötü şey söylememeliyiz. İyi yönlerini söylemeliyiz. Özellikle öfkeli halde, kişiyi yerin dibine geçirici sarf etmekten kaçınmalıyız. Er ya da geç konuşulan laflar, o kişinin kulağına gider ve bu durumda yerin dibine geçeriz. O kişiyle ilişkilerimiz bozulabilir.

    Konuşmalarımızda karşımızdakine daima cesaret vermeliyiz. Bunun için de olumlu bir dil ile konuşmalıyız. Her fırsatta insanlara kişisel olarak iltifatta bulunmalıyız. Tanıdığımız tanımadığımız herkes övülmeye can atar. Eşimize her gün söyleyecek özel bir kelimemiz olmalı. Bizimle çalışan insanları da izleyip, onlara da takdirlerimizi bildirmeliyiz. İltifat, takdir samimi bir şekilde yapılırsa sırıtmazsa başarı için bir anahtar olur.

    Bunu kullanmalıyız. İnsanlara görünümleri çalışmaları, başarıları, aileleri hakkında her zaman iltifat edici sözler söylemeliyiz.

    MUTLULUĞA GİDEN YOL

    Hayatımızın en temel gayesi mutlu olmaktır. Hayatımızı onu yakalamakla geçiririz. Geçen nice yıllara rağmen genelde yakalayamayız. Gece gündüz çok zor şartlarda çalışırız, her türlü zorluğa katlanırız ama yine mutlu olamayız. Sabah evden mutlu olmak için çıkan insanoğlu, akşam başını yastığa koyduğunda kendisini hiç de mutlu edecek bir gün geçirmediğini görür.

    Bugün geçmişe göre daha çok para kazanıyoruz ama daha çok mutsuzuz. Bugün daha büyük ve daha lüks evlerde yaşıyoruz ama daha mutsuzuz. Sağlık imkânları geçmişe göre yüz bin kat daha iyi, ama biz insanlar geçmişe göre daha sağlıksızız. İletişim teknolojisi inanılmaz bir noktada, ama biz daha az iletişim kuruyoruz. Uzayı keşfettik, ama kendimizi, eşimizi, çocuğumuzu keşfedemedik. Hangi mankenin, hangi sporcunun ne yediğini, ne içtiğini, 24 saatinin nasıl geçtiğini en ince ayrıntısına kadar bilen bizler; beraber omuz omuza çalıştığımız çalışma arkadaşımızın derdi mi var, problemi mi var, evde hastası mı var keşfedemedik. İyi ama, biz niye mutlu olamıyoruz?

    Mutluluğumuzu sürekli bir şeylere bağlıyor ve erteliyoruz. Mutlu olmak için bir şeylerin olmasını bekliyoruz. Üniversiteyi kazanmayı, diplomayı almayı, iş bulmayı, evlenmeyi, ev sahibi, araba sahibi olmayı bekliyoruz. Yaş 50–60 ama, biz hâlâ mutlu olacağız. Peki, mutlu olmak için bir şeylerin olması mı gerekiyor? Evim olursa mutlu olurum. Ne zaman? Beş sene sonra… Peki, geçen beş sene ne olacak? Mutluluk ulaşılması gereken yer değil, gidilen yoldur. Giderken mutlu olabiliyor muyuz?

    Her gün iki hırsızla boğuşuruz: Geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygısı. Geçmiş geçmişte kaldı, geri getiremeyiz, değiştiremeyiz, geleceğin ne olacağını bilemeyiz. Ama bize verilen bizim kontrolümüzde olan mükemmel bir “şimdiki an” var. Ona odaklanmalı ve “şu anı” yaşamalıyız.

    Her günü hayatımızın en mükemmel günü olacakmış gibi yaşamalıyız. Bugün hayatımın en güzel günü olacaksa bu günümü kimsenin berbat etmesine, beni üzmesine izin vermem. Bugün hayatımızın son günü olabilir. Bugün hayatımızın son günü ise bu günü nasıl geçirmeliyiz? Karşılaştığımız her insana dünyadaki son gününü yaşıyormuş gibi davrandığımızda, elde edeceğimiz sonuçlar, inanıyorum ki bizi mutlu edecektir.

    Sahip olduğumuz birçok güzelliği görmezlikten gelip, sahip olmadığımız şeyleri düşünerek mutsuz olmayı artık bir kenara bırakmalıyız. İnanıyorum ki mutlu olmamız için o kadar çok nedenimiz var ki, şu an nefes alıyor olmak bile yetmez mi? Hayat gülü, başarı ve mutluluğu bize dikeniyle sunar. Eğer istiyorsak bedeli olan zorluklara da katlanacağız.

    Sevgilerle

    İsmail Karasu

    www.ismailkarasu.com

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.