casino siteleri casino siteleri papyonshop.com malatya araç kiralama uluslarası nakliyat
DOLAR 32,3338 -0.09%
EURO 34,7864 -0.04%
ALTIN 2.389,74-0,28
BITCOIN 19051841,17%
İstanbul
17°

HAFİF YAĞMUR

16:57

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

İsmail Karasu

İsmail Karasu

02 Nisan 2024 Salı

    DAHA MUTLU OLMANIN İKİ YOLU

    DAHA MUTLU OLMANIN İKİ YOLU
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    -En mutlu olduğunuz anları belirleyin ve bunları mümkün olduğunca artırın. -En az mutlu olduğunuz zamanları belirleyin ve bunları mümkün olduğunca azaltın.

    Duygusal zekâyı güçlendirmek kendimizi mutlu etmek;

    Daniel Goleman ve diğer yazarlar akademik zekâ ya da IQ’yu duygusal zekâ ile karşılaştırmışlardır: ‘Kendi kendini harekete geçirebilme ve tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme ve sıkıntılarının düşünmeyi engellemesine izin vermeme; kendini başkasının yerine koyabilme ve umut besleme gibi yetenekler. Duygusal zeka, mutluluk için entelektüel zekadan daha önemlidir. Yine de duygusal zekanın geliştirilmesine çok az ağırlık verir.

    İyi haber, duygusal zekânın geliştirebilecek ve öğrenilebilecek olmasıdır; muhakkak ki çocuklukta, ama yaşamı diğer aşamalarında da.

    Goleman’ın harika ifadesiyle, ‘mizaç kader değildir’; mizacımızı değiştirerek kaderimizi değiştirebiliriz.

    Psikolog Martin Seligman şuna işaret eder: ‘Heyecan, üzüntü ve öfke gibi ruh halleri, sizin denetiminiz dışında tepenize çökmez… Hislerinizi düşünerek değiştirebilirsiniz.’ Sağlığınıza ve mutluluğunuza zarar vermeye başlamadan önce, başlangıç halindeki üzüntü ve çöküntüyü gidermek için sınanmış teknikler vardır. Bunun da ötesinde iyimserlik alışkanlıklarını besleyerek daha mutlu bir yaşama sahip olmanın yanı sıra, hastalıktan korunmaya da yardımcı olabilirsiniz.

    Yine Goleman, mutluluğun beyindeki nörolojik süreçlerle ilgili olduğunu gösteriyor. Mutluluğun oluşturduğu başlıca biyolojik değişiklikler arasında, olumsuz duyguları engelleyip erişebilir enerji miktarında yükselişe yol açan bir beyin merkezinde bir etkinlik artışı… Bedeni rahatsız edici duyguların yarattığı biyolojik uyarılmadan kurtaran bir sükûnet hali vardır.

    Olumlu düşünceleri büyütebilecek ve olumsuzları kesip atabilecek kişisel manivelalarınızı tanımlayın. Hangi koşullarda en olumlu, hangisinde en olumsuz halindesiniz? Neredesiniz? Kiminle berabersiniz? Ne yapıyorsunuz? Hava nasıl? Koşullara bağlı olarak herkesin geniş bir duygusal zekâ menzili vardır. Kendinize bir şans vererek, olasılıkları kendi lehinize çevirerek, en fazla kontrolünüz altında ve en iyi olduğunu hissettiğiniz şeyleri yaparak duygusal zekânızı beslemeye başlayabilirsiniz. Duygusal olarak en aptal olduğunuz koşullardan da kaçınabilir ya da bunları asgariye indirebilirsiniz!

    Olaylar hakkında düşünüş tarzımızı değiştirerek kendimizi daha mutlu kılmak;

    Hepimiz, karamsar ve olumsuz hisler içinde olduğumuz ve ancak çıkmazdan kurtulacak bir yol olmadığını üşünmemize neden olacak şekilde işleri kötüleştirdiğimiz zamanlarda, kendi kendimize ağırlaştığımız çöküntünün tuzağına düşmüşüzdür. Çöküntüden çıktığımızda, çıkış yolunun hep var olmuş olduğunu görürüz. Arkadaş aramak, fiziksel ortamımızı değiştirmek ve kendimizi egzersiz yapmaya zorlamak gibi basit adımlarla, kendi kendini güçlendiren depresyon döngüsünü kırmak için kendimizi eğitebiliriz.

    Danışman nöropsikiyatr Dr. Peter Fenwick’e göre, ‘dünyayı tozpembe görme becerisi Polyannacılıktan ibaret değildir; iyi bir biyolojik temele dayalı, sağlıklı bir kendini koruma mekanizmasıdır.’ Öyle görünüyor ki iyimserlik, hem başarı hem mutluluk için tıbben onaylanmış bir öğe ve dünyadaki en büyük motivasyon kaynağıdır.

    Umut, Kansas Üniversitesi’nden psikolog C.R. Snyder tarafından belirli bir şekilde; ‘hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için gerekli irade ve yönteme sahip olduğunuz inancı’ olarak tanımlanıyor

    Kendimizle ilgili düşünme tarzımızı değiştirerek kendimizi daha mutlu kılmak;

    Kendinizi başarılı mı, başarısız mı buluyorsunuz? Başarısız diyorsanız, sizden daha azını başarmış ve başkaları tarafından sizden daha az başarılı bulunacak çok sayıda insan olduğundan emin olabilirsiniz. Onların kendi başarılarını algılayışları, hem başarılarına hem de mutluluklarına katkıda bulunur. Sizin başarısızlık duygunuz başarınızı ve mutluluğunuzu sınırlar. Kendinizi nasıl hissetmeye karar verdiyseniz, ona göre mutlu ya da mutsuz olursunuz. Mutlu olmayı seçin. Bunu kendinize ve diğer insanlara borçlusunuz. Mutlu olmadıkça, eşinizi/ortağınızı ve sizinle uzun süre birlikte olan diğerlerini daha mutsuz edersiniz. Bu nedenle, mutlu olmak gibi olumlu bir göreviniz vardır.

    Psikologlar, mutlulukla ilgili tüm algılayışların özdeğer duygumuzla ilgili olduğunu belirtiyorlar. Olumlu bir ben-imgesi, mutluluk için temeldir. Bir özdeğer duygusu geliştirilebilir ve geliştirilmelidir. Bunu yapabileceğinizi biliyorsunuz: Suçluluk duygusunu bırakın, zaaflarınızı unutun ve güçlü yanlarınız üzerinde yoğunlaşıp, geliştirin. Yaptığınız tüm iyi şeyleri, sizin eseriniz olan tüm pozitif geri bildirimleri hatırlayın. Kendiniz için söylenebilecek çok fazla şey vardır. Bunu söyleyin – en azından düşünün. İlişkilerinizde, başarılarınızda ve mutluluğunuzda yarattığı değişiklikten hayrete düşeceksiniz.

    Kendiniz aldattığınızı düşünebilirsiniz. Ama aslında kendi hakkınızda olumsuz bir algıya sahip olmakla, en azından aynı derecede kendiniz kandırmaktan suçlusunuzdur. Her zaman kendimize, kendimizle ilgili hikâyeler anlatırız. Bunu yapmamız gerekir: Nesnel hakikat diye bir şey yoktur. Siz de pekâlâ olumsuz yerine olumlu hikayeleri seçebilirsiniz. Böylece, kendinizle başlayarak diğerlerine yayılacak şekilde toplam insan mutluluğunu artırabilirsiniz.

    Tüm iradenizi kendinizi mutlu etmek için kullanın. Kendiniz hakkında doğru öyküleri oluşturun – ve bunlara inanın!