DOLAR 32,4946 -0.01%
EURO 34,9729 -0.18%
ALTIN 2.438,560,11
BITCOIN 20980100,11%
İstanbul
17°

PARÇALI BULUTLU

13:07

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Erkan Şavkin

Erkan Şavkin

12 Aralık 2022 Pazartesi

    KAMİAD, Türkiye’nin Kamu Müteahhitlerini Gaziantep’te buluşturdu!

    KAMİAD, Türkiye’nin Kamu Müteahhitlerini Gaziantep’te buluşturdu!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği’nin (KAMİAD) ile Gaziantep Ticaret Odası (GTO) işbirliğinde ilki düzenlenen “KAMİAD Türkiye Buluşmaları” kapsamında Kamu İhaleleri ve E- İhale Bilgilendirme Toplantısı geniş katılımla Gaziantep’te gerçekleştirildi.

    GTO Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını yapan KAMİAD Kurucu Genel Başkanı Ali Adıgüzel, sektörün içinde bulunduğu zorlu koşullar ve toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Adıgüzel, “Öncelikle böyle bir toplantıya ev sahipli yapıyor olmaktan memnuniyet duyduğumuzu belirtmek isterim. Zira kamu ihaleleri sadece yüklenicileri değil aslında tüm toplumu etkileyen bir süreç ve bu süreç ne kadar sağlıklı yürütülürse toplumsal refaha katkısı da o kadar yüksek olacağına inanıyorum” dedi.

    Konuşmasında, “Kadim tarihimizin her döneminde olduğu gibi cumhuriyet tarihi boyunca da ülkemizin dört bir yanı, bu ihtiyaçlara binaen tahkim ve tanzim edilmiş, halen de edilmeye devam etmektedir” diyen Adıgüzel, “Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi; ülkemizde de tüm bu eserleri vücuda getiren kişiler, biz kamu müteahhitleri veya diğer adıyla yükleniciler olmuştur” ifadelerine yer verdi.

    KAMİAD Kurucu Genel Başkanı Adıgüzel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “DEVLETİNİN YANINDA OLAN MESLEK MENSUPLARIYIZ

    Her ne kadar görev ve isim tanımlamamız, geneli ihtiva eden bir yapıda olsa da, bizler kendimize kamu müteahhidi tanımıyla yer bulan ve her dönem devletinin yanında olan meslek mensuplarıyız. Kamunun yatırımlarını hayata geçirirken, muhatabı devlet olduğu için her zaman taviz vermesi gereken, cefakar iş adamlarıyız. Bizler ödeyeceği vergiyi, henüz sözleşme yaparken ödemeye başlayan, bu yönüyle dahi, diğer meslek guruplarından ziyadesiyle farklılaşan, emsalsiz bir mesleğin mensubu, fedakâr iş insanlarıyız! Ancak üzülerek ifade etmek istiyorum ki; bu güzide meslek, tarihin hiçbir döneminde hak ettiği saygıyı görememiş, kamuoyu nezdinde halen kötü bir intibaa ile anılmaya devam etmektedir.

    BİRÇOK MESLEKTAŞIMIZ EKMEĞİNDEN OLDU

    Son bir yılda hükümetimiz tarafından çıkartılmış Geçici 5 ve Geçici 6. Maddeler ile ödenen fiyat farkı kararnamelerinin çıkartılmasını sağlayan bizler; bu alanda yaptığımız çalışmalarda; yaşadığımız sorunların, Ankara’ya aktarılamadığını üzülerek görmüş olduk. Her daim devletinin emrinde olan bu sektörü, bir çatı altında toplayan ve onları meslek yaşamında sahiplenerek, kamu kurum ve kuruluşlarına karşı muhatap alınabilecek bir yapının olmayışı sonucunda; binlerce meslektaşımız işlerini yarım bırakarak, teminatını yakmak zorunda kalmış ve birçok meslektaşımız ekmeğinden olmuştur. Yaşadığımız bu olağanüstü süreç; yükleniciler arasında ilk defa bir dayanışma ruhunu oluşturmuş ve sonunda ülkemizin her bölgesinden bir araya gelen meslektaşlarımız ile beraber, kamu müteahhitleri ve iş insanları derneğini bizlere kurma imkanını sağlamıştır.

    İYİ ÖDÜLLENDİRİLMELİ, KÖTÜ NİYETLİ CEZALANDIRILMALI

    Kamu İhale Kurumu tarafından başlatılan ‘E-ihale’ sistemi, ihalelerde kolaylık ve şeffaflığı sağladığı gibi, hiç kuşkusuz bu sektör temsilcilerinin de bir araya gelebilmelerinin önünü açmıştır. Bizler KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 Sayılı Yasa’nın var olan birçok eksiğinin giderilmesini istemekteyiz. İyinin ödüllendirildiği ve kötü niyetlinin cezalandırıldığı bir sistemin, oluşturulmasının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’de neredeyse en çok değişim gösteren kanunların başında kamu ihale kanunu, buna bağlı mevzuat ve yönetmelikler olmuştur. Durum böyle olunca; maalesef birçok meslektaşımız, değişen yasayı ve bu süreçleri takip edememekte veya değişen mevzuat ile ilgili birçok ayrıntıyı gözden kaçırabilmektedir. Bu durumda hem meslektaşlarımız mağdur olmakta hem de idarelerdeki işleyiş süreci gereksiz yere uzamaktadır.

    MÜTEAHHİTLİK MESLEĞİNİN TANIMI YOK!

    Devletin kurumlarının yüklenicilerle yaşadığı sorunları azaltabilmek için kuracağımız ‘mevzuat bilgi sistemiyle’ üyelerimizin bilinçlenmesini sağlamayı planlamaktayız. İhale kanunu ve Yasal Mevzuat bu kadar sık değişirken Maalesef değişmeyen tek şey; Müteahhitlik mesleğinin tanımının olmaması, herhangi bir eğitim şartına ve mesleki yeterliliğe sahip olmadan yapılabilmesidir. İnsan hayatı için önemli bir yer tutan; İş güvenliği kanununa göre ağır ve tehlikeli iş sınıfında olan, çalıştırdığı bütün taşeronların, mesleki yeterlilik sahibi olmaları kanun gereği olan bir mesleğin, icra edilmesi için hiçbir formasyona ve uzmanlığa ihtiyaç duyulmaması, trajikomik bir olaydır.

    KAMİAD TÜM TÜRKİYE İLE BULUŞACAK!

    KAMİAD ailesi olarak ilkini bugün Gaziantep’te yaptığımız organizasyonun devamını; inşallah ülkemizin birçok ilinde yapmayı planlamaktayız. Bu bağlamda bugün burada bizlerle bulunan kamu ihale kurumunun kıymetli mensuplarına, verecekleri bilgiler için şimdiden çok teşekkür ediyorum.”

    MÜTEAHHİTLERİN SESİ DUYULMALI

    GTO Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım da toplantıda yaptığı konuşmasında kamuya iş yapan müteahhitlerin zor durumda olduğunu kaydederek, ‘’İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde kamuya iş yapıp da zarar etmeyen hiçbir kamu müteahhitti olduğunu zannetmiyorum’’ dedi.

    Müteahhitlerin içinde bulunduğu zorlu koşullara değinen Yıldırım, ‘’Bu toplantı her ne kadar bilgilendirme toplantısı olsa da kamu müteahhitlerinin sorunlarının konuşulması gereken bir ortam olduğuna da inanıyoruz. Son dönemlerde özellikle kamuya iş yapan müteahhitlerimiz, inşaat, hizmet, yemek ya da sağlık sektörü olsun hepimiz bu alandan şu anda dertliyiz. Biliyoruz ki bu toplantıda İhale Kanunları ile ilgili Sayın Grup Başkanımız bizleri bilgilendirecektir. Bu bilgilendirmeden de ziyadesiyle faydalanacağız” diye konuştş.

    Konuşmaların ardından kamu müteahhitleri, Yargıtay eski tetkik hâkimi ihale uzmanı Avukat Mehmet Çalışır ve Kamu İhale Kurumu Grup Başkanı Celal Şahbudak tarafından Kamu İhaleleri ve E- İhale konusunda bilgilendirildi.

    GALA YEMEĞİ

    KAMİAD Türkiye Buluşmaları Gaziantep Programı’nın akşam bölümünde ise Gaziantep Valisi Davut Gül, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Latif Karadağ ve Siyasi Parti İl Başkanlarının da katılımıyla Gala Gecesi düzenledi.

    Gaziantep Safir Otel’de düzenlenen gecenin açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Ali Adıgüzel, KAMİAD’ın projeleri ve çalışmaları hakkında bilgiler paylaştı. Gaziantep Valisi Davut Gül ise konuşmasında, “Biz hepimiz aynı gemideyiz. Kamunun mutsuz olduğu bir ortamda işlerin düzgün çıkma ihtimali yoktur. Gaziantep bu açıdan diğer illere göre daha şanslı bir şehir. En azından Gaziantep şartlarında iletişimle çözülebilecek her sorunu çözüyoruz, çözmeye gayret ediyoruz. Biz valilik olarak elektronik ihaleyi Türkiye’de ilk olarak başlatanlardan bir tanesiyiz. Bütün ihalelerimiz elektronik ihale hemen hemen tamamını açık ihale olarak yapıyoruz. Aynı şekilde başta pandemi dönemi olmak üzere Gaziantep Valiliği ile iş yapıp parasını alamayan ya da parası geciken hiçbir müteahhit olmamıştır. Sizlerle iletişim halinde en iyisini yapmaya gayret ediyoruz” dedi.

    Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Latif Karadağ da konuşmasında, sektörün zorluklarını masanın iki tarafında da bulunmuş birisi olarak yakından bildiğini ifade etti. Karadağ, “Kamu müteahhitliği çok kıymetli ve sorumluluk gerektiren bir alan. Kamu müteahhitliğinin bir standartının olmasına inananlardanım. Bu tür programların sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayacağına olan inancımız tam. Bu sebeple KAMİAD’ın bu etkinliğini de önemsiyorum” diye konuştu.

    Gecede, davetlilere KAMİAD tanıtım filmi izlettirilirken, sponsor firmalara teşekkür plaketi takdim edildi. Ayrıca KAMİAD’a yeni katılan üyelere de Kurucu Genel Başkan Ali Adıgüzel tarafından üye rozetleri takıldı.

    Devamını Oku

    11. KİMYA AR-GE PROJE PAZARI’NDA 900 BİN LİRA ÖDÜL VERİLDİ

    11. KİMYA AR-GE PROJE PAZARI’NDA 900 BİN LİRA ÖDÜL VERİLDİ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    T.C. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) onayında, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) organizasyonu ve TÜBİTAK desteği ile bu yıl 11’incisi düzenlenen Kimya Ar-Ge Proje Pazarı Ödül Töreni 10 Aralık 2022 tarihinde Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Altı proje kategorisinde toplam 136 projenin başvurduğu yarışmada 19 proje ödüle layık görüldü ve 900 bin TL para ödülü verildi. 

    İhracatta liderliğe yükselen kimya sektöründe, sürdürülebilir ihracatı sağlamak amacıyla İKMİB tarafından hayata geçirilen Kimya Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğinin bu yıl on birincisi düzenlendi. 2011 yılından beri gerçekleştirilen, kimya sektörünün en büyük inovasyon etkinliği olan “Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğinde 6 kategoride en başarılı ilk üç proje ödüllendirildi. Bu yıl her kategoride birinciye 75 bin TL, ikinciye 50 bin TL ve üçüncüye 25 bin TL verildi. Yarışma kategorilerine ilave olarak “Başarı Hikâyeleri” kategorisinden de başvuru alınarak, başarı göstermiş dört proje sahibine teşekkür plaketi verildi.

    İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev sahipliğinde, 10 Aralık 2022 tarihinde Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen 11. Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’nın ödül törenine Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri, Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Üyeleri ile proje başvuru sahipleri, akademisyenler, sanayiciler ve öğrenciler katıldı.

    Adil Pelister: “11 yılda 3 milyon 200 bin TL ödül dağıtmış olduk”

    Ödül töreninde konuşan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelisterbu önemli etkinlik ile akademi dünyası, KOBİ işletmeleri ve Ar-Ge inovasyon çalışması olan proje sahipleriyle projeleri ticarileştirmek isteyen yatırımcıları buluşturduklarını vurguladı. Proje hakkında bilgiler paylaşan Pelister,”2011 yılından bu yana yaklaşık 1500 proje başvurusu aldık ve yine toplamda bu yıl dahil olmak üzere 3 milyon 200 bin Türk lirası ödül dağıtmış olacağız. Ar-Ge Proje Pazarı etkinliğimize başvuran projelerimizin 34’ü ticarileşti, 13 proje için ise pilot üretim yapıldı ve satış görüşmeleri devam ediyor. Ticarileşen projelerin 10’u patent alma başarısı gösterdi. Projeler 6 kategoride değerlendirmeye alınmakta olup bunlara ilaveten de ayrıca ‘Başarı Hikayeleri’ kategorisinden de başvuru alınıyor. Biz ‘Başarı Hikayeleri’ kategorisine ayrı bir önem veriyoruz. Bu öneme istinaden 2020 yılında 18, 2021 yılında ise 10 Başarı Hikayesi için ayrı ayrı tanıtım filmleri hazırladık. Böylece hem kimya sektörümüzü hem de sektörümüze güç katan projeleri birçok mecrada tanıtma imkanı sağlamış olduk” dedi.

    Pelister: “Kimya Teknoloji Merkezimizde Start-Up Girişimcilik Merkezi kuruyoruz”

    Teknolojinin öneminden ve değişimden bahseden Pelister, “Teknoloji hızla gelişiyor ve buna bağlı olarak da eğitimden, sosyal hayata ve iş dünyasına kadar her alanda köklü değişimler gerçekleşiyor. Bu değişimlere ayak uydurabilen her alan kalıcılık sağlayabilecekken ayak uyduramayanlar açısından ise değişim yıkıcı yenilik haline gelecek. İşte biz İKMİB olarak keskin bir öngörüyle başlattığımız Kimya Teknoloji Merkezimizde ‘Start-Up Girişimcilik’ merkezi kuruyoruz.   Geleceğin çok hızlı geldiğinin farkındayız. Değişime ayak uydurmaktan çok değişimin öncüleri olmak azmindeyiz. Bu öngörü ve azimle yeni proje geliştiricilere bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de destek vermeye devam edeceğiz. Bu seneyi ihracat hedefimiz olan 33 milyar doların üstünde tamamlayarak sektörel bazda ihracatını en çok artıran sektör olarak birincilikle bitireceğiz inşallah. Rusya-Ukrayna savaşı ve pandemi sonrası oluşan küresel ekonomik dengesizliklere rağmen bu başarıyı gösteren sektörümüzün çok değerli sanayici ve ihracatçılarına bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyorum. 2030 kimya sektörü ihracat hedefimiz olan 50 milyar doları da yine hep birlikte el ele, omuz omuza yakalayacak ve hatta çok üzerine çıkacağız.” 

    Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu ise, Türkiye’nin kronik sorununun ucuz mal satmak olduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Kilogram birim fiyatlarımız 1,70 dolar civarında. Bu da fiyat avantajı ile mal sattığımızı gösteriyor, nitelikli ürün yapmadığımızı gösteriyor. Bu yıl ilk on bir ayda ihracatın 231 milyar dolar ithalatın 331 milyar dolar dış ticaret açığının 100 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Bu da bize gösteriyor ki daha katma değerli mal yaparak açığı azaltmamız lazım, bunu da ancak bu tip yarışmalar ve üniversite sanayi iş birliği ile sağlayabiliriz. Bu noktada Ar-Ge Proje pazarının önemi ortaya çıkıyor. Biz Ar-Ge Proje Pazarını bu açıdan önemsiyoruz ve katma değerli ürün üretmek amacıyla düzenliyoruz. Bu sene 11’incisini gerçekleştiriyoruz. Örneğin ödül kazanan bir proje sahibi ile konuşmamızda geçen sene bizden aldığı ödülle laboratuvar ihtiyacını karşıladığını, çoğu ihtiyacının hazır hale geldiğini söyledi. Bu tabi çok sevindirici bir şey. Başarı hikayelerimiz var. Çok proje geldi ama bunların içerisinde ticarileşenler de oldu. Bu da bizi çok memnun ediyor. Ümit ediyoruz ki bu tip yarışmalarla sektörümüz çok daha katma değerli, nitelikli ürünler kazanacaktır. Kimya sektörümüz de gururumuz oldu bu sene. 11 ayda 30,7 milyar dolar ihracatımız oldu. İlk defa birinci sıraya çıktık. Bu da bizim için gurur verici bir şey. Bu tip faaliyetlerin devamını diliyoruz. Bu yarışmaların Türk ekonomisine, kimya sektörüne çok büyük katkıları olduğuna inanıyoruz. İhracat kilogram birim değerini, katma değeri 2,5- 3 dolara çıkarabilirsek Türkiye’nin cari açığı kalmaz” dedi.

    Bu yıl 136 proje başvurdu

    Bu yıl, “ilaç”, “medikal ürünler”, “boyalar ve yapıştırıcılar”, “plastik ve kauçuk”, “kozmetik-sabun ve temizlik ürünleri” ve “temel kimyasallar” olmak üzere 6 ayrı kategoride toplam 136 proje başvuru yaptı. 

    Her kategoride finalist olan projelerin belirlenmesi ile finalistler, 10 Aralık 2022 tarihinde sabah ve öğlen oturumlarında jüri üyelerine projelerini sundu. Jüri tarafından gerçekleştirilen değerlendirme sonucunda belirlenen kategori birincileri 75 bin TL, ikincileri 50 bin TL ve üçüncüleri 25 bin TL para ödülü almaya hak kazandı. Derece alan 19 proje sahibine toplam 900 bin TL para ödülü verildi. Ayrıca bir yıl içinde ticarileşen projeler 100 bin TL özel ödülü almaya hak kazanacak. Böylelikle ödül miktarı 1 milyon TL’ye yükselecek.

    Devamını Oku

    Çinli ve Türk gençlerin katıldığı fotoğraf yarışmasında 20 ödül

    Çinli ve Türk gençlerin katıldığı fotoğraf yarışmasında 20 ödül
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ulusal Enerji Yatırım Kuruluşu’nun sponsorluğunda, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, Pekin Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve Huanqiu Ajansı’nın desteğiyle düzenlenen “Haydi! Yeşil Gelecekler” Çin ve Türkiye Z Kuşağı Fotoğraf Yarışmasının ödülleri açıklandı. Seçimin ardından toplam 20 eser ödüllendirildi...

    Resmi olarak 9 Kasım’da başlayan yarışmaya 23 Kasım itibarıyla yurt içi ve yurt dışından gençlerin ve fotoğrafçıların sunduğu toplam 1018 eser katıldı. Çin-Türkiye yeşil enerji inşası, ekolojik çevre koruma ve halk gelenekleri gibi birçok boyutu kapsayan eserlerin incelenmesi sonucunda 1 birincilik, 3 ikincilik, 6 üçüncülük ve 10 mükemmellik ödülü seçildi.

    FOTOĞRAFLARIN ARKASINDAKİ HİKAYELER 

    Yarışmaya “Boğaz ve Boğaziçi Üniversitesi” fotoğrafı ile katılan Çinli Sisi Xin, bu fotoğrafın arkasındaki hikayeyi anlattı. Türk tarihini öğrenmek için Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaret eden ve okullar arası eğitim ve ziyaret programlarının Çin ve Türkiye gençliğinin kültürel alışverişinin teşvik edilmesinde önemli bir rol oynadığına inanan Xin, Boğazın özel konumunun Doğu ve Batı kültürlerinin burada buluşmasına olanak sağladığını söylüyor. Yaptığı ziyaretlerde Boğaziçi Üniversitesi’nin çok çeşitli ve kapsayıcı kampüs atmosferini hisseden Xin, okulun onlara kültürel alışveriş için birçok fırsat sağladığını belirtiyor. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Konfüçyüs Enstitüsü’nde gönüllü Çince öğretmeni olarak Çince sevenlerle de iletişim kuran Xin, bu şekilde dil öğrenmenin iki halk arasında farklı dil ve kültürlerin anlaşılmasını teşvik ettiğine ve iki ülke arasındaki kültürel alışverişte önemli rol oynadığına inanıyor.

    Beibu Körfez Üniversitesi’nden bir fotoğrafçı olan ve plastik poşetleri kullanarak çok yaratıcı bir grup fotoğraf çeken Sunan Wei de çevre koruma konusunda kendi fikirlerine sahip. 

    Plastik poşetlerin her zaman çöp olarak rastgele atıldığına ve doğada neredeyse yüzlerce yıl sonra tamamen yok olduğuna işaret eden Wei, bu durumun sadece çevre kirliliğine neden olmakla kalmayıp aynı zamanda bazı hayvanların hayatını da tehdit edeceğine dikkat çekiyor. Wei, etrafımızın sürekli plastikle çevrili olduğunu anlatan karesi ile insanların dikkatini çekmeyi ve doğayı düşünmelerini amaçlıyor. Bu fotoğraf etkinliğinin Çin ile Türkiye arasındaki dostluk alışverişi için iyi bir fırsat olduğuna ve herkesin çevre koruma kavramına uluslararası bir perspektiften bakmasına olanak sağladığına inanan Wei, bu fotoğraflar sayesinde herkesin çevre korumayı daha çeşitli ve daha yakın bir şekilde görebileceğini umuyor. 

    Yarışmada ayrıca birçok Türk katılımcı da Türk insanının günlük yaşamına odaklanarak, biber kurutma, otlatma ve geleneksel bayram kutlamaları gibi halk geleneklerini göstererek, insanlara zengin kültürlü ve yaşam kokusu dolu bir Türkiye’yi gösterdi.

    ÖDÜL ALANLAR 

    Birincilik Ödülü: “Toprak ve Kadın” Ufuk Turpcan

    İkincilik Ödülü: “Qinling Dağlarının Dört Hazinesi” Qiang Zhang

    İkincilik Ödülü: “Doğa Eseri” Fatih Yılmaz

    İkincilik Ödülü: “Renkli Kültürümüz” Adem Albayrak

    Üçüncülük Ödülü: “Türk Seramikleri” Jie Liu

    Üçüncülük Ödülü: “Sessiz Canlılık” Wangpeng Zhou

    Üçüncülük Ödülü: “Safranbolu’nun Bir Köşesi” Jianhui Li   

    Üçüncülük Ödülü: ” Rüzgar türbinleri ” Ömer ŞAHİN

    Üçüncülük Ödülü: “Yaz Serinliği” Ren Shaohuai    

    Üçüncülük Ödülü: “Gece Feribotu” Mengchu Ma

    Mükemmellik Ödülü Çalışmaları Sergisi:

    “Aynamın mavi gökyüzü var” Shijun Sun

    “5950 Kilometre” Zimu Zhou

    “Çin Seddi Altındaki Rüzgar Çiftliği” Haiying Chen

     “Sallanan Kırlangıç Şahini” Keyi Xu

     “Kunming Martı” rickdias

     “Boğaz Köprüsü” Yuanxiang Wang

     “Ma’er Dağı” Xiaomang Lu

     “Dağ, Orman, Elektrik ve Işık” Guyan_Eric

     “Fethiye Körfezi” Cheng Chen

     “Yıldızlı Gökyüzü Altında Rüzgar Enerjisi” Fei Liao

    Devamını Oku

    ALERJİK HASTALIKLARA KORUMA KALKANI: LİFLİ GIDALAR

    ALERJİK HASTALIKLARA KORUMA KALKANI: LİFLİ GIDALAR
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Alerjik hastalıkların son yıllarda artış göstermesinin bir nedeninin de lifli gıda tüketiminin azalması olduğunu biliyor muydunuz? Fast food türevi hazır gıda tüketiminin artmasıyla birlikte bağırsakların lif yönünden fakir kaldığını belirten Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akçal, lifli gıda tüketimiyle bağışıklık sisteminin güçleneceğini ve alerjik hastalıklara karşı korunma sağlanabileceğini belirtti. 

     Lifli gıdaların pek çok yararlı etkisi olduğunu biliyoruz. Ancak modern hayatın getirdiği sorunlardan biri de hazır yemeklere, işlenmiş besinlere daha çok yönelmek ve beslenmede lifli gıdaların daha az yer alması. Oysaki çevre, yaşam tarzı ve beslenme faktörlerindeki değişiklikler bağışıklık sistemimizi de etkiliyor ve düzensizliğe neden olabiliyor. Dolayısıyla günlük beslenmemizde lifli gıdalara daha az yer vermemiz bağışıklık sistemimizin bundan olumsuz etkileneceği anlamına geliyor.

    Beslenmenin bağışıklık sistemimizin düzgün çalışabilmesi için kritik faktörler arasında yer aldığını söyleyen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ömer Akçal, dünyada bağışıklık yetmezliğinin en yaygın nedenleri arasında kötü ve yetersiz beslenmenin yer aldığını belirterek, “Beslenmenin bağışıklık yani immün sistem üzerindeki etkisi, günümüzde çok daha önemli bir hale geldi. İmmün sistemin hücreleri, enerji elde etmenin yanı sıra enfeksiyon ajanlarına karşı tepki vermek için makro-nutrient denilen besinlere ihtiyaç duyuyor. Lifli gıdalardan zengin beslenme ise bağışıklık sistemini aktive etmede önemli bir rol oynuyor” dedi.

    “LİFLER, BAĞIRSAK İÇİN KORUYUCU BARİYER OLUŞTURUYOR”

    Gıdalardaki liflerin, gıdanın sindirilemeyen kısmını oluşturduğunu söyleyen Dr. Ömer Akçal, liflerin karbonhidrat polimerleri ve oligomerleri içeren karmaşık bir yapıya sahip olduğunu ve bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan ve dolaylı etkiler gösterdiğini ifade etti. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), diyet liflerini “sindirilemeyen karbonhidratlar+ lignin” olarak tanımladığını belirten Ömer Akçal, “Tüm diyet lifleri, ince bağırsakta sindirime direnir ve kalın bağırsağa bozulmadan geçer, ancak fizikokimyasal özellikleri örneğin, çözünürlük, viskozite ve fermente edilebilirlik, farklılık gösterir. Çözünür liflerin çoğu, kimyasal yapılarına bağlı olarak bağırsaktaki iyi mikroplar (mikrobiyata) tarafından kısmen veya tamamen fermente edilebilir. Diyet liflerinin, bağırsağın vücuda zararlı maddelerin geçmesine izin vermeyen bariyer fonksiyonunu ve bağışıklık tepkilerini destekleyerek bağırsak üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir” dedi.

    Çok çeşitli lif türleri olduğunun da bilgisini veren Akçal, günlük hayatımıza girmiş olan prebiyotiklerin de aslında diyet liflerinin bir alt kümesi olduğunu ve iyi mikropların büyümesini ve aktivitesini uyararak konakçıyı faydalı bir şekilde etkileyen, sindirilemeyen bir gıda maddesi olarak tanımlandığını ifade etti.

    LİFLİ GIDALAR, ALERJİK HASTALIKLARA KARŞI KORUMA SAĞLIYOR

    Son yıllarda diyetle alınan lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin yönünü “alerji” ye değil “tolerans”a çevirdiği ve buna bağlı olarak alerjik hastalıklara karşı korunma sağlanabileceği fikri konuşuluyor. Ömer Akçal, klinik çalışmalara göre farklı çeşitteki lif türlerini ve kaynaklarını içeren diyet modellerinin, tek çeşit lif alımına göre alerji riskini ve yakınmalarını azaltmada daha etkili olduğunu söyleyerek, “Meta-analiz sonucunda alerjik hastalık riskinin diyet içeriğindeki lif miktarı ile orantılı olarak azaldığı bulundu. Sonuç olarak özellikle bağışıklığımızın temellerinin atıldığı erken çocukluk dönemi başta olmak üzere günlük hayatımızda lif çeşitliliğine sahip diyetlerin, bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve doğrudan alerjiye karşı koruyuculuğu bulunuyor” dedi.  

    PEKİ HANGİ BESİNLERDE LİF VAR?

    Tam tahıllı buğday unu, buğday kepeği, fındık, fasulye, karnabahar, yeşil fasulye, patates, yulaf, bezelye, elma, turunçgiller, havuç, arpada bol lif bulunuyor.  Buna karşın konserve meyve ve sebzeler, posasız meyve suları, beyaz ekmek ve makarna gibi rafine veya işlenmiş yiyecekler lif bakımından fakirdir. 

    Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Hakkında:

    Ülkemizde alerji ve immünoloji alanında kurulan ilk dernek olan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), erişkin- çocuk alerji ve klinik immünoloji uzmanlarını bir çatı altında toplamaktadır. Alerji ve Klinik İmmünoloji biliminin ve hizmetinin ülkemizde gelişimine katkı sağlamayı ve alerjik – immünolojik hastalıklar konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasını hedefleyen AİD, uluslararası katılımlı kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştirerek branş hekimlerinin ve ilişkili sağlık personelinin en yeni bilgiler ile güncellenmesi sağlanmaktadır. Uluslararası bilimsel kurumlarla (AAAAI, EAACI, SIAF, WAO) iş birliği yapan dernek bu iş birliklerinin ışığında uluslararası kurumların düzenlediği kongre ve kursları ülkemizde başarıyla gerçekleştirmiş, ülkemizi başarıyla temsil ederek biliminin ilerlemesine önemli bir katkı sunmuştur. Yine farkındalık yaratma misyonuyla öne çıkan dernek, üyeleri için bilimsel toplantılara katılımı için maddi destek sağlamakta dernek üyeleri dışında da bedelsiz bir şekilde kurs ve okul şeklinde çeşitli eğitim toplantıları düzenlenmektedir.

    Devamını Oku

    MUTFAK EMEKÇİLERİNİN SAĞLIĞI EFE SİGORTA GÜVENCESİNDE

    MUTFAK EMEKÇİLERİNİN SAĞLIĞI EFE SİGORTA GÜVENCESİNDE
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Efe Sigorta, Türkiye Aşçılar Federasyonu’na (TAFED) bağlı derneklerin üyelerini ve birinci derece yakınlarını tüm sağlık risklerine karşı güvence altına alan tamamlayıcı sağlık sigortasını avantajlı fiyatlarla sunduğu bir kampanya başlattı.

    Aveon iş birliği ile hazırlanan protokol çerçevesinde Efe Sigorta, hizmet almak isteyen TAFED’in sözleşmeli ve kadrolu çalışan ayrımı olmaksızın tüm çalışanları ve çalışanların 1.derece (anne, baba, eş, çocuk) yakınları için, ayakta ya da yatarak teşhis ve tedavi masraflarını tamamlayıcı sağlık poliçesi ile teminat altına alıyor. Minimum 300 üye başvurusunun toplanması şartıyla hayata geçecek kampanyadan faydalanmak isteyen 64 yaşın altındaki TAFED şefleri, tamamlayıcı sağlık sigortalarını çok sayıdaki anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarında yatarak tedavilerde limitsiz, ayakta tedavilerde ise yılda 10 sefer kullanabilecekler.

    Mutfak çalışanları için sigortanın önemine dikkat çeken Efe Sigorta Kurucusu Sibel Kılıçarslan Metin, “Gastronomi dünyasının isimsiz kahramanlarına tamamlayıcı sağlık sigortasını %65’e varan indirimle, eş ve çocukları da dahil olmak üzere sunarak onlara büyük avantaj sağlayan bir kampanya başlatıyoruz. Bu kampanyayı özellikle pandemi döneminden olumsuz etkilenen mutfak emekçilerine fayda sağlaması için hayata geçirdik. Mutfak çalışanlarımızın ihtiyaçlarından yola çıkarak onların hayatlarını kolaylaştıran kampanyalar düzenleyerek şeflerimize destek vermeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    Devamını Oku

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.