DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22396551,01%
İstanbul
25°

AÇIK

13:16

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

TGTV DEPREM BÖLGESİ SAHA GÖZLEMLERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI
370 okunma

TGTV DEPREM BÖLGESİ SAHA GÖZLEMLERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI

ABONE OL
02/07/2023 13:55
TGTV DEPREM BÖLGESİ SAHA GÖZLEMLERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

13-15 Haziran 2023 tarihleri arasında, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) heyeti, deprem bölgesi illerinden Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep (Nurdağı, İslâhiye) ve Hatay’da bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmeler, gönüllü kuruluş temsilcileri ve il valileri ile yapıldı. Bu süre zarfında gönüllü kuruluşların deprem çalışmaları da yerinde gözlemlendi.

TGTV heyetinin, saha gözlemlerini  kamuoyuna saygıyla sunarız. 

DEPREM ÖNCESİ/SONRASI SAHA TESPİTLERİ

 Deprem öncesi ve sonrası hazırlıkların önemi konusunda herkes hemfikir olsa da toplumun genelinde hala bir bilinç ve uygulama eksikliği olduğu özellikle bina güvenliği, acil durum malzemeleri ve ilk yardım konusunda daha geniş kitlelere ulaşılması gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, deprem öncesi risk değerlendirmeleri ve deprem sonrası hızlı tepki mekanizmaları konusunda daha sistematik ve koordineli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. 

Örneğin, her ilin kendine yetebilecek bir arama kurtarma ekibi kurması ve tüm illerde gıda ve kıyafetlerin depolanabileceği alanların oluşturulması gibi önemli adımların atılması gerekmektedir. Deprem anında müdahale edebilecek kriz masalarının hızlı bir şekilde oluşturulması da önemli bir adımdır. 

Deprem sonrası hızlı bir şekilde harekete geçilmiş olsa da özellikle ilk günlerde yardım organizasyonlarındaki düzensizlik eleştirilmiştir. Yine de gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetimlerin yardım çabaları takdire şayandır. Bu kuruluşların depreme hazırlıklı olması ve deprem sonrası çalışmalara hızlı müdahalesi sıkıntıyı hafifletmiştir. Bununla birlikte, STK’ların kriz yönetimi ve afet hazırlıkları konusunda daha çok eğitim ve tecrübe kazanmaları önem taşımaktadır. 

Depremden sonra oluşan travmaları hafifletmeyi hedefleyen psikososyal destek çalışmalarının iyi bir hazırlığı olması gerektiği vurgulanmıştır. Depreme giden kişilerin ne söyleyeceği, nasıl davranacağı ve ne yapacağı konusunda eğitimlerin önceden verilmesi, sahadaki çalışmaların verimliliğini artırabilir. Gerek psikososyal destek gönüllülerinin gerekse de diğer saha gönüllülerinin nitelik ve nicelik açısından yetersizliğinin alanda yük olduğu tecrübe edilmiştir. 

Bölgede hem kamunun hem de STK’ların deprem tecrübesi olan personel bulundurmaları çok önemlidir.

Devletin, büyük afetlerde OHAL ilan ederek, dezenformasyonun önüne geçme ve denetimleri artırmada olabildiğince hızlı önlemler almasının önemli olduğu görülmüştür.

Uzuv kaybı yaşayan depremzedelerin ekonomik külfeti yüksek olan protez ihtiyacının karşılanması için  tüm kurum ve kişilerin iş birliğine ihtiyaç vardır. 

Sonuç olarak, deprem öncesi ve sonrası hazırlıklar konusunda daha fazla çalışma yapılması ve bu konuda toplum bilincinin artırılması zarureti vardır.   Bu çalışma gibi bütüncül perspektifle hazırlanmış raporlarda dikkate alınarak deprem bölgesinde gelecekte atılması gereken adımlar belirlenmelidir. 

Resmi Organa Teklifler 

  • Her ilin kendine yetebilecek bir arama kurtarma ekibi kurması sağlanmalıdır. Bu ekipler hem yerel depremlere hızlı bir şekilde müdahale edebilmeli hem de diğer illerde oluşabilecek depremler için destek sağlamalıdır.
  • Deprem öncesi ve sonrası hızlı tepki mekanizmaları konusunda daha sistematik ve koordineli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda devlet, kriz yönetimi stratejilerini yeniden gözden geçirmeli ve TGTV gibi çatı kuruluşlarla koordineli olarak bu süreçleri optimize etmeye yönelik adımlar atmalıdır.
  • Bölgelerde “deprem tecrübesi olan personel” bulundurulması gerekmektedir. Bu sayede yaşanan depremler sonrası daha etkin ve hızlı bir müdahale sağlanabilir.
  • Bu büyüklükteki afetlerde hızlı bir şekilde Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmeli ve teyit edilmeyen bilgilerin yayılması engellenmelidir. Bu, hızlı karar almak, dezenformasyonun önüne geçmek ve halkın doğru bilgiye erişimini sağlamakta önemli olacaktır.
  • Deprem öncesi tüm illerde gıda ve kıyafetlerin konulabileceği depolarınoluşturulması gerekmektedir. Bu depoları koordine edecek kişilerin belirlenmesi ve bu sürecin düzgün bir şekilde işletilmesi, deprem sonrası hızlı ve etkin yardım sağlama kabiliyetini artırabilir.
  • Uzuv kaybı yaşayanlar için protez ihtiyacının karşılanması adına sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapılabilir. Bu konuda ilgili bakanlıklar ile bir proje geliştirilebilir.

 STK’lara Teklifler 

  • Deprem öncesi hazırlıklar konusunda bilinçlendirme faaliyetlerine ağırlık verilmelidir. Bu, bina güvenliği, acil durum malzemeleri ve ilk yardım konusunda toplumu bilgilendirecek eğitimler ve kampanyalar şeklinde olabilir.
  • STK’ların kriz yönetimi ve afet hazırlıkları konusunda eğitim ve tecrübe kazanmaları gerekmektedir. Bu hem deprem öncesi hazırlıklar hem de deprem sonrası müdahaleler konusunda daha etkin olmalarını sağlayabilir.
  • Depremden sonra çocukların ve yetişkinlerin travmalarını hafifletmeyi hedefleyen psikososyal destek sağlanmalıdır. Bu hizmeti sağlamakla görevli olanların kendilerinin de iyi bir hazırlığı olması önemlidir. Depreme giden kişilerin ne söyleyeceği, nasıl davranacağı ve ne yapacağı konusunda eğitimlerin önceden verilmelidir.
  • STK’ların hızlı bir şekilde yardım çalışmalarına başlamaları için, deprem anında hızlıca müdahale edebilecek kriz masaları oluşturması ve devlet tarafından oluşturulan kriz merkezlerinde bir kişi görevlendirmeleri gerekmektedir.

ARAMA- KURTARMA ÇALIŞMALARI 

İlk anda ve deprem sonrası arama- kurtarma çalışmaları genellikle STK’lar tarafından yürütüldüğü görülürken, aynı zamanda komşu şehirlerden gelen gönüllüler, offroad ekipleri ve diğer farklı gruplar da yardım çalışmalarına destek vermiştir. Üye yardım kuruluşlarımızın bu konuda hazır bulunurlukları takdire değer görülmüştür. 

Ancak, arama kurtarma ekiplerinin hızla faaliyete geçmesine rağmen, bu ekiplerin desteklenmesi ve koordinasyonun sağlanması konusunda zorluklar yaşandığı gözlemlendi. Bununla birlikte, STK’ların bu alanda dayoğun çalışma içinde olduğu belirtildi. STK’ların bünyesinde yeteri kadar profesyonel ekiplerin olmaması, arama kurtarma çalışmalarında donanım ve uzmanlık eksikliği, arama kurtarma faaliyetlerini yetersiz kılmıştır. 

Arama kurtarma ekiplerinin etkinliği ve performansı, ekip üyelerinin afet yaşanan ilden olması durumunda olumsuz etkilenebilme ihtimali olduğu tespiti yapıldı. Ekip üyelerinin depremzede olması, çalışmaları engellediği ya da olumsuz etkilediği, bu yüzden farklı illerden oluşan karma ekiplerin oluşturulması önerildi. 

Depremden hemen sonra, yerel kriz merkezleri kurularak kurtarma ve koordinasyon çalışmalarına başlanmış, ancak alanın büyüklüğünden bahisle arama kurtarma çalışmaları için gerekli personel sayısının ihtiyaç duyulandan çok daha az olduğu belirtildi. Bu durum, arama kurtarma ekiplerinin sayısını ve eğitimlerini artırmak gerekliliğini ortaya koydu. Bu amaçla, madenciler, askerler ve sivil toplum kuruluşları gibi grupların arama kurtarmada öncelikli olarak sahaya girecek ekipler olması gerektiği belirtildi. 

STK İçin Arama – Kurtarma Teklifleri 

  • Belirli bir alana odaklanma ve ekipman eksikliği nedeniyle arama-kurtarma çalışmalarında yetersiz kalmamak için gereken kaynakları ve ekipmanları temin etmek noktasında bütçe çalışması yapılmalıdır.
  • STK’lar, kendilerine bağlı profesyonel ekipler oluşturmak için gerekli akreditasyonları almalıdır.
  • Arama-kurtarma çalışmalarında, gönüllüleri daha etkin koordine etmek için  mekanizmalar geliştirilmeli ve bu mekanizmaların sürekli olarak iyileştirilmesi sağlanmalıdır.
  • Arama-kurtarma ekiplerinin performansını ve etkinliğini artırmak için, ekipler farklı illerden oluşacak şekilde düzenlenmeli ve ekiplerin psikolojik destek alabilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Arama-kurtarma ekiplerinin sayısını ve eğitimlerini artırmak için düzenli ve devamlı eğitimler düzenlenmelidir.

Resmi Organa Yönelik Teklifler

  • Arama-kurtarma çalışmalarında yer alan STK’ları desteklemek ve koordine etmek için finansal ve lojistik yardım sağlayıp, akreditasyon mekanizmaları oluşturulmalıdır.
  • Kamu kendi arama-kurtarma ekiplerini oluşturmak için gerekli kaynakları ve eğitimleri sağlamalıdır.
  • Depremden hemen sonra, yerel kriz merkezleri kurularak arama-kurtarma ve koordinasyon çalışmalarına hızlı bir şekilde başlanmalıdır.
  • Madenciler, askerler ve STK’lar gibi gruplar, arama-kurtarmada sahaya önce girecek ekipler olmalıdır ve bu grupların etkin bir şekilde koordine edilmesi sağlanmalıdır.
  • Kurtarma ekiplerinin sayısını ve eğitimlerini artırmak için düzenli eğitimler düzenlenmeli ve bu eğitimlerin devamlılığı sağlanmalıdır.

 DEPREM SONRASI İHTİYAÇLAR/SORUNLAR 

Deprem sonrası karşılaşılan yıkımlar ve kayıplar sonucu ortaya çıkan büyük acı, barınma sorunu ve yemek ihtiyacı, krizin yönetilmesinde yaşanan zorlukları ve özellikle de yaşanan yönetim problemlerini daha belirgin hale getirmiştir. Hükümetin kriz yönetimi ve özellikle tecrübesiz yönetici atanması ve gecikmeler eleştirilere neden olmuştur. Çadır ve konteyner dağıtımlarındaki kriterlerin bilinmemesi ve buna ilave olarak dağıtımların düzensizliği gibi problemler gözlemlenmiştir. 

Deprem sonrasında yaşanan acil ihtiyaçlar arasında; kayba ulaşma telaşı (sağ, yaralı, ölü), güvenli yer, temel gıda, yaşam malzemeleri, deprem bölgesinden uzaklaşma, psikolojik destek, fizik tedavi ve ortopedi merkezleri, konut, yetkilendirilmiş vali ve hükümet görevlisi yer aldı. 

Ahlaki ve manevi boşluk, fahiş kira fiyatları ve eksik denetimler de toplumda ciddi sorunlara yol açtı. Bu sorunların yanı sıra, depremden sonraki yardım çalışmalarında belirlenen ihtiyaçların hızlı bir şekilde sevk edilmesi ve bu yardımların yeterli oranda hedef noktalara ulaştırılması sağlandı. Ancak denetimsizlikten dolayı yardım adı altında stokçular türediği, ihtiyaç fazlası nakdi ve ayni yardım alanların olduğu, bunun neticesi az da olsa yardımların yeterince ulaştırılamadığı yerler de gözlemlendi. 

Belirlenen ihtiyaçlar, ilk etapta; gıda, su, çadır, ısıtıcı, hijyen malzemeleri, çocuk bezleri ve maması, yakacak, yatak ve yorgan gibi temel ihtiyaçları kapsadı. Bu ihtiyaçları karşılamak için yapılan çalışmalar etkili olmuştur. Ancak, gelen yardım malzemelerinin depolanacağı ve korunacağı uygun alanların eksikliği bir sorun olarak ortaya çıktı. Ayrıca, depremzedeye barınma ve gıda desteği veren okul, esnaf, STK vb. merkezlerin ihtiyaçları karşılandı ancak, sonradan yansıtılan yüksek faturalar (elektrik, doğalgaz) fedakârlık yapan kişi ve kurumlar için ciddi bir mali yük oluşturdu. 

Deprem sonrasında, konteyner kentlerle yaşam standartlarını yükseltmek, klimalar ve diğer gerekli malzemeleri sağlamak ve çocuk, genç, sahipsiz, yetim ve öksüzlerin rehabilite edilmesi de ihtiyaçlar arasındaydı. Ayrıca, sonraki günlerde depremzedelerin normal yaşamlarına dönememeleri ve çalışma hayatına katılamamaları önemli bir sorun olarak görülmüştür.

 Deprem sonrasında ortaya çıkan ihtiyaçlar ve sorunlar hem hızlı tepki gerektiren hem de kompleks bir yapıya sahipti. Kirli bilginin de dolaşımda olması nedeniyle en kısa sürede ulaşılması gereken kişilere ve yerlere yeterli hız ve etkinlikte ulaşılamadı. Hatta unutulup, temel gıdasız bırakılan gönüllü ekipler olduğu öğrenildi.  Deprem sonrası barınma, gıda, sağlık ve psikososyal destek ihtiyaçları büyük oranda karşılandı, ancak deprem sonrası psikolojik desteğin daha yaygın ve erişilebilir hale getirilmesi gerektiği söylenebilir. 

Ayrıca, deprem sonrası banyo yapma ve temiz çamaşır ihtiyaçlarına cevap olarak konteyner kentlerde çamaşırhane kurulduğu bilinmektedir. Deprem sonrası ihtiyaçlar sadece barınma ve gıda ile sınırlı olmadığından, kişisel hijyen ürünlerinin dağıtımı ve çamaşırhane kurulumu gibi hizmetlerin sağlanması önemli bir husustur. 

Bu arada, sahaya gelen uzman ekiplerin deprem hazırlıkları ve hazır bulunurlukları her yönüyle tam olmalı, aksi takdirde sahadaki çalışmaları engellediği görülmüştür. Deprem sonrası dönemde, özellikle deprem psikolojisi yaşayan kişilerde dini uygulamaların azaldığı gözlemlendi. Bu durum, deprem sonrası toplumun psikolojik durumunun ve ihtiyaçlarının önemini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin afete müdahale kabiliyeti genel olarak olumlu değerlendirilmiştir. Ancak, çalışmaları olumsuz etkileyen, yanıltıcı bilgilerin yayılmasına engel olunamamıştır. Bu nedenle, deprem sonrası dönemde daha kontrollü ve teyit edilmiş bilgilerin yayılması sağlanmalıdır. 

STK’lara Teklifler: 

  • Acil yardım malzemelerinin depolanması için daha fazla alan sağlanmalı.
  • İhtiyaçları tam olarak belirlemek ve yardımların en etkin şekilde dağıtılmasını sağlamak için sistemler geliştirilmeli.
  • Yardımları yönetme konusunda daha fazla eğitimlere katılım sağlanmalı.
  •  Konteyner kentlerin yaşam standartlarını yükseltmek için daha fazla kaynak sağlanmalı.
  • Depremzedelerin normal yaşamlarına dönebilmeleri ve çalışma hayatına katılmaları konusunda destek sağlanmalı.
  • Deprem sonrası psikolojik desteğin daha yaygın, erişilebilir ve sürdürülebilir hale getirilmeli.

 Resmi Organa Teklifler: 

  • Deprem sonrası kriz yönetimine yönelik stratejiler geliştirilmeli, STK’lara daha paylaşımcı olunmalı ve hızlıca uygulanabilmeli.
  • Deprem sonrası ihtiyaçlar, hızlı ve etkin bir şekilde belirlenmeli ve karşılanabilmeli.
  • Deprem sonrası banyo yapma ve temiz çamaşır ihtiyacı gibi özel ihtiyaçların karşılanması için çözümler bulunmalı.
  • Deprem sonrası ortaya çıkan ahlaki ve manevi boşluğun doldurulması için toplumun manevi ve psikolojik durumu ve ihtiyaçlarına yönelik daha fazla çalışma yapılmalıdır.
  • Deprem sonrası dönemde daha kontrollü ve teyit edilmiş bilgilerin yayılması sağlanmalıdır.
  • Deprem sonrası dönemde daha fazla ortopedi ve fizik tedavi merkezlerinin kurulması gerekmektedir.

BARINMA VE GIDA ÇÖZÜMLERİ

Deprem felaketinin ardından karşılaşılan en önemli ihtiyaçlardan biri barınma ve gıda oldu. Gönüllü kuruluşlar ve yerel yönetimler bu konuda önemli bir rol üstlenerek yemek dağıtımı ve barınma çözümleri konusunda aktif görev aldılar. İlk dağıtılan çorbaların dindar STK’lar ve halk eliyle olduğu gözlemlendi. Hatay ve Suriye bölgesindeki gönüllü kuruluşların mutfaklarından diğer bölgelere sevk edilen ekmek ve yemekler ilk günlerde dağıtıldı. 

Barınma konusunda çadırlar ve sonrasında konteynırlar gibi çözümler sağlandı, ancak uygulamanın ne kadar etkili, adaletli ve düşünülerek yapıldığına dair eleştiriler de var. Karşılanamayan çadır ve konteyner ihtiyacı bazı zorluklara neden oldu. Yine de genel anlamda barınma ve gıda ihtiyaçlarının büyük ölçüde karşılandığı söylenmiştir. 

Öte yandan, yardımların özellikle ilk günlerde düzensiz bir şekilde dağıtıldığı belirtilmiştir. Ancak, bu durum daha sonra bir düzene oturtulmuş ve çeşitli noktalarda Kızılay-Gönüllü kuruluş iş birliğinde oluşturulan beslenme platformu, aşevlerinin yaygınlaşmasını sağlayıp sıcak yemek servisi yapılmıştır. Ayrıca gıda kolileri de dağıtılmıştır. 

STK’lara Teklifler: 

  • 2 aydan sonra aşevlerinin kapatılması ve yerine insanların kendi yemeklerini kendilerinin yapabilmesi için mutfak malzemesi ve gıda kolisi sağlanması.
  • Konteyner kentlerin yaşam standartlarını yükseltmek.
  • Yardımların daha organize ve etkin bir şekilde dağıtılması için lojistik planların oluşturulması.

 Resmi Organa Teklifler: 

  • Depremden sonra hızlı ve etkili bir şekilde yardım sağlanabilmesi için önceden belirlenmiş lojistik planların oluşturulması. Bu planlar, gıda, su, barınak ve tıbbi yardım gibi temel ihtiyaçların hızlı bir şekilde sağlanmasını içermelidir.
  • İnsanların çürük binalarda oturmamaları konusunda bilinçlendirilme çalışmalarının ve takibinin yapılması.
  • Afet sonrası dönemdeki barınma ve gıda ihtiyaçlarının karşılanması için daha kapsamlı bir strateji geliştirilmesi.

İLETİŞİM/ALGI YÖNETİMİ

Deprem sonrası süreçte, özellikle iletişim ve bilgi akışında önemli sıkıntılar yaşandığı görülmüştür. Yardımların yönlendirilmesi ve dağıtılması konusunda bir koordinasyon eksikliği vardı. Bu durum, özellikle gereksiz yere çok sayıda yardımın dağıtılmasına ve hedeflenen etkinin tam olarak sağlanamamasına yol açtı. İlk iki gün “Devlet nerede?” sorusuyla sıklıkla karşılaşıldı. 

Ayrıca, gerekli bilgilerin hızlı ve doğru şekilde paylaşılamaması, insanların deprem sonrası durum hakkında yeterli bilgiye sahip olmalarını engelledi. 

Yardım sağlayan kuruluşların bir sisteme oturtulması ve bilgi paylaşımının sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

 Deprem sonrası ortaya çıkan sorunları çözme ve destek sağlama konusundaki çalışmaların etkin bir şekilde halka duyurulamaması da algı yönetimi konusunda ciddi bir sorun oluşturmuştur. 

Gönüllü kuruluşların, topluma yönelik etkili bir iletişim ve bilinçlendirme yapmaları gerektiği vurgulanmıştır. Genel olarak, gönüllülerin ve destekleyicilerin yardım çabalarının olumlu olduğu, STK’ların yardımları özveriyle yaptıkları ve hala yapmaya devam ettikleri gözlemlenmiştir. 

STK’lara Teklifler 

  • Toplumla daha etkili bir iletişim ve bilinçlendirme çabası içinde olmaları.
  • Yardımların yönlendirilmesi ve dağıtılması konusunda daha fazla koordinasyon sağlanması.
  • Yardım sağlayan kuruluşların bir sisteme oturtulması ve bilgi paylaşımının sağlanması.

 Resmi Organa Teklifler: 

  • Bilgi akışının hızlandırılması ve düzenli hale getirilmesi.
  • Etkin bir kriz iletişimi ve algı yönetimi stratejisinin oluşturulması.
  • Deprem sonrası durum hakkında yeterli bilgi sağlanması ve bu bilgilerin hızlı bir şekilde paylaşılması.
  • Toplumda panik ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek adına daha etkin çalışmaların yapılması.
  • Devletin varlığının ve yardım çabalarının halka daha etkin bir şekilde duyurulması.

GÖNÜLLÜ KURULUŞ VE YEREL YÖNETİM ROLLERİ

Deprem sonrası süreçte, STK’ların ve yerel yönetimlerin etkin roller aldığı belirlenmiştir. STK’lar ve yerel yönetimler yardım ve destek çalışmalarında önemli rol oynadılar. Hatta STK’lar, vakıflar ve derneklerin özellikle yardım dağıtma sürecinde önemli rol oynadıkları ve bu işi özveriyle yaptıkları gözlemlenmiştir. 

STK’lar ve yerel yönetimler, kurtarma çalışmalarına ve insani yardım faaliyetlerine önemli katkılar sağlamışlardır. Ancak, yerel yönetimlerin ve devletin daha soğukkanlı ve etkin bir biçimde hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca yerel yönetimlerin depreme karşı hazırlıkta ve sonrasında daha etkin bir rol alması gerekmektedir. 

STK’lar arasında dayanışma ve iş birliği, afet sonrası hızlı ve etkili müdahale için kritik önem taşır. Ancak, STK’lar ve yerel yönetimler arasında yeterli koordinasyon sağlanamadığı ve bu durumun çözülmesi gerektiği belirlenmiştir. Ayrıca kamunun, ayrım yapmaksızın tüm gönüllü kuruluşların çalışmalarını takdir ve tebrik edip, ödüllendirmesi gerektiği beklentisi vardır. 

STK’lara Teklifler 

  • Diğer STK’lar ile iş birliği ve dayanışmanın artırılması.
  • İslam dünyası ve Uluslararası STK’larla iş birliği yapılması.

 Resmi Organa Teklifler 

  • STK’ların finansal olarak daha fazla desteklenmesi.
  • Yerel yönetimlerin depreme karşı hazırlıkta ve sonrasında daha etkin bir rol alması.
  • STK’lar ve yerel yönetimler arasında koordinasyonun sağlanması.
  • Gönüllü kuruluşların çalışmalarının ayırım yapmaksızın görünür kılınması, takdir edilmesi ve desteklenmesi.

TOPLUMSAL ETKİLEŞİM / SOSYAL İHTİYAÇLAR

Deprem sonrasında, diğer şehirlerden gelen yardımlarla birlikte depremzedelerin temel gıda ve hayati malzeme ihtiyacı karşılanmıştır. 

Yetim çocuklar için en üst seviyede  çabalar gözlemlenmiştir. 

Toplumun deprem sonrası manevi ihtiyaçlarına dikkat çekilmiştir. Bu konuda gönüllüler, ve toplumun farklı kesimleri, STK’ların çalışmalarına destek vermelidirler.

Afetler gelmeden önce toplumda yardımlaşma ve kardeşlik bilincini artıracak eğitimler ve etkinlikler düzenlenmesi önerilmektedir. 

STK’lara Teklifler 

  • Toplumun psikolojik ve manevi boşluğunu gidermek için sembolik olmayan ve sürdürülebilir destek sağlanması.
  • Manevi destek verecek gönüllü sayısını ve niteliklerini artırıcı eğitimler düzenlenmesi.

 Resmi Organa Teklifler 

  • Deprem sonrası psikososyal destek hizmetlerine ihtiyaç olduğu ve bu hizmetlere devlet tarafından daha fazla destek verilmesi.
  • Gönüllü kuruluşlara devlet tarafından daha fazla destek verilmesi ve takdir edilmesi; gönüllülüğü teşvik ederek bu tür kuruluşların etkinliği daha da artırabilir.
  • İnsanların manevi, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarına daha fazla dikkat edilmeli ve bu ihtiyaçları karşılamak için çözümler geliştirilmelidir.
  • Mahremiyet ihtiyaçlarına daha fazla dikkat edilmeli ve bu konuda daha etkin politikalar geliştirilmelidir.

ŞEHİRLERİN İNŞASI – İNSANIN İHYASI /NORMALLEŞME

Deprem sonrası süreç, sadece şehirlerin fiziki olarak yeniden inşası ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda insanların da ihyası manasına gelecek ruh hali ve ahlaki değerlerin de onarılmasını içermelidir. Özellikle çocuklar ve gençler için psikososyal destek ve manevi danışmanlık önemli olmuştur. 

Şehrin yeniden inşası ve normal yaşama dönüş sürecinde, yerel esnafın desteği kritik bir öneme sahip olmuştur. Esnafın işlerini sürdürebilmeleri ve topluma hizmet verebilmeleri için desteklenmeleri gerekmektedir. 

Meslek eğitimleri ve destek hizmetleri de çok önemlidir. Zira toplumun normal yaşama dönüşünü hızlandırmak ve ekonomik toparlanmayı sağlamak için bu eğitimler ve hizmetler gereklidir. 

Aynı zamanda, sosyal problemlerin, bağımlılığın ve suç oranlarının artışı konusunda akademik çalışmalarla, toplumun sosyolojik ve psikolojik çevresi analiz edilmelidir. Bu, toplumun normalleşme sürecini kolaylaştırmaya yardımcı olabilir. 

STK’lara Teklifler 

  • Şehrin yeniden inşa sürecine aktif olarak katılım sağlanmalı ve toplumun ruh hali ve ahlaki değerlerinin onarılmasına yardımcı olunmalıdır.
  • Çocuklar ve gençler için psikososyal destek ve manevi danışmanlık hizmetleri sağlanmalıdır.
  • Yerel esnafın desteklenmesi ve topluma hizmet vermeleri için gereken yardım sağlanmalıdır.
  • Meslek eğitimleri ve destek hizmetleri artırılmadır.

 Resmi Organa Teklifler 

  • Ekonomik toparlanma için gerekli olan meslek eğitimlerine ve destek hizmetlerine yatırım yapılması.
  • Yerel esnafın işlerini sürdürebilmeleri ve topluma hizmet verebilmeleri için destek politikalarının geliştirilmesi.
  • Sosyolojik ve psikolojik analizlerin artırılması ve bu sonuçların normalleşme süreçlerinde kullanılması.
  • Aşevlerinin kademeli olarak geri çekilmesi ve normalleşme sürecinin hızlandırılması için politikaların geliştirilmesi.

AFET/KRİZ YÖNETİMİ

Deprem sonrası kriz yönetimi sürecinde, bazı yetersizlikler gözlemlenmiştir. İlk 3 gün içinde gerekli önlemler alınmamış, hükümet yetkililerinin yerinde olmaması, insanların güvenini zedelemiştir. Genel olarak kriz yönetimi iyi görünmekle birlikte, bazı bölgelere yardımın yeteri kadar ulaşmadığı belirtilmiştir. 

STK’ların etkili kurtarma çalışmaları ve hızlı yanıtlar sergileyerek genel bir afet/kriz yönetimi başarısı göstermiş olmalarına rağmen, kriz merkezi ve arama kurtarma ekibi/ekipmanı oluşturma konusunda daha fazla çaba sarf etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Ortak bir koordinasyon mekanizması oluşturulması durumunda işlerin kolaylaşacağı ifade edilmiştir. 

Bir afet bakanlığı kurulabileceği veya bir Afet Vakfı’nın oluşturulabileceği düşünülmüştür. Bu süreçte, deprem hazırlığı için düzenli toplantılar ve istişareler yapılmalıdır. Farklı tarafların deprem hazırlıkları hakkında bilgi paylaşımında bulunmalarını sağlamak ve iş birliğini teşvik etmek büyük önem taşımaktadır. 

Deprem ve diğer doğal afetler sırasında insanların ne yapacaklarını bilmeleri hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, acil durum eğitimlerinin düzenlenmesi ve halkın bu eğitimlere erişiminin sağlanması gerekmektedir.

Gönüllü ekiplerin kullanımı etkili olmakla birlikte, akredite ve eğitilmiş profesyonel ekiplerin kullanımı daha etkili ve güvenli olabilir. 

STK’lara Teklifler 

  • Kriz yönetimi konusunda daha hazırlıklı olunmalıdır. Özellikle bir “kriz merkezi” ve “arama kurtarma ekibi ve ekipmanı” oluşturulmalıdır.
  • Afet durumlarında ortak bir koordinasyon mekanizması oluşturulmalıdır.
  • Deprem hazırlığı için düzenli toplantılar ve istişareler yapılmalıdır.
  • Deprem gibi doğal afetler sırasında insanların ne yapacaklarını bilmeleri için acil durum eğitimlerinin düzenlenmesi sağlanmalıdır.

 Resmi Organa Teklifler 

  • Bir Afet Bakanlığı oluşturulmalıdır.
  • Daha etkili ve hızlı bir afet müdahalesi için gelişmiş planlama ve eğitim programları geliştirilmelidir.
  • Sahada görev alan kişilerin eğitimli ve hazır bulunmaları sağlanmalıdır.
  • Afet durumlarında, saha tecrübesi olan kurumların ve bireylerin kriz merkezlerinde yer alması sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, STK’ların ve kamunun, kriz yönetimi konusunda daha hazırlıklı olmaları ve daha etkin müdahalede bulunmaları gerekmektedir. Bu, afet durumlarında insanların güvenini artırabilir ve afet sonrası toparlanmayı hızlandırabilir. 

SAHANIN TALEPLERİ

  • Yıkımlar, bir an önce bitirilip, normalleşme süreci hızlandırılmalıdır.
  • Konteyner ve soğuk hava deposu üretim kapasitesileri arttırılmalıdır.
  • STK’lar ve bürokratlar arasındaki iletişim güçlendirilmelidir.
  • Ortak bir platform oluşturularak, yardımlar takip edilip, raporlanıp, istismarlar önlenmelidir.
  • Devlet, sahada gönüllü olarak bulunanlara yönelik, pozitif ayrımcılık uygulaması geliştirmelidir.
  • STK’lar, kriz merkezi oluşturma, arama kurtarma ekipleri ve ekipmanlarını hazırlama konusunda daha nitelikli ve kalıcı çalışmalar yapmalıdır.
  • Afet durumlarında STK’ların ve devletin birlikte çalışabileceği bir koordinasyon mekanizması oluşturulmalıdır.
  • Deprem sonrasında aynı alanlarda hizmet veren STK’lar çalıştay yapmalıdırlar.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250
300x250r