0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İSTİB Ocak ayı Meclis Toplantısı Eminönü Merkez binasında, İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap yönetiminde yapıldı.

Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından bir konuşma yapan İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İlhan Koyunseven 2023’ün deprem, savaş ve iklimsel konular açısından zorluklarla geçtiğini hatırlatarak; “Küresel salgından bu yana dünya ekonomisi, enflasyonist bir konjonktürün etkisinde denge bulmaya çalışıyor. Bu süreçte Türkiye ekonomisi, bu durumu en çarpıcı yaşayan ülkelerden biri oldu. Vatandaşlar kadar, çiftçi, sanayici, tüccar olarak da enflasyondan ciddi manada etkilendik. Nitekim geçtiğimiz hafta TÜİK, 2023 yılı tüketici enflasyonunu (TÜFE) yüzde 64,77 olarak açıkladı. Üretici fiyatları (ÜFE) ise yüzde 44 seviyesinde. Bu durum, ileriki dönem için enflasyonda nispeten dengelenme sinyali verse de, yine de çok yüksek seviyelerde” dedi.

Gıdada yıllık enflasyonun yüzde 72 olarak tespit edildiğini ifade eden Koyunseven “Aralık ayında fiyatı en çok artan 10 üründen 8’i gıda ürünleri oldu. AB ülkeleri ile kıyasladığımızda, tarımsal hasılada da, gıda enflasyonunda da en üstteyiz. Dolayısıyla sektör olarak büyük bir çelişki yaşıyoruz. Bu noktada çözüm, hem zirai üretiminde ve hem de iç ve dış ticaretteki yapısal sorunlarımızı düzeltmekten geçiyor. Tarım ve gıda kadar kapsamlı ve girift bir başka sektör belki de yoktur. Örneğin, hububat üretimi, kırmızı et sektörünü ve süt ürünleri üretimini etkileyebiliyor. Veya zeytin ile ayçiçeği üretimi, iklimden farklı ölçülerde etkilenebiliyor. Benzer şekilde Ukrayna ve Rusya’daki savaş, küresel gıda arzını temelinden sarsabiliyor” şeklinde konuştu.

Türkiye ekonomisinin, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 büyüme kaydettiğini ve 2024 yılının ekonomik aktivite açısından daha sakin, dolayısıyla büyüme oranları açısından da daha dengeli bir yıl olacağını söyleyen Koyunseven “Türkiye’de iç talebin, geçen yıla göre daha sınırlı olması muhtemeldir. Jeopolitik gelişmelerden hemen etkilenen, küreselleşmiş bir dünyada yaşıyor ve ticaret yapıyoruz. Günümüzde uluslararası ticaretin sınırlarını mesafeler değil, gümrük vergileri çiziliyor diyebiliriz. Bu yüzden e-ihracat başta olmak üzere, dış pazarlara erişimdeki kanalların etkin kullanımının, fark yaratacağı bir seneye giriyoruz. Küreselleşme birçok soruna yol açmasının yanında sayısız fırsat da barındırıyor. Bu nedenle, gözlerimizi uluslararası pazarlara çevirmenin yararları var. Müşteri ve pazar çeşitliliği, işletmelerimizin güçlenmesi için faydalı olacak avantajlardır. Ayrıca yeni pazarlar ve yeni müşteriler, rekabetçiliğimizi de artıran faktörlerdir” diye konuştu.