Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “2021 yılında sanayimiz açısından en önemli fırsat ana ihracat pazarlarımızın pozitif ekonomik görüntüsüydü, bu sayede yurtiçinde satın alma gücünün düşmesine rağmen ihracatla büyümeyi başardık. Şu an ise küresel gelişmelere bağlı olarak tüm ülkelerin performansının gerilemekte olduğunu görüyoruz” dedi.
Ukrayna – Rusya savaşı yakın gelecekte çözüme kavuşmalı
Girdi maliyetlerinde yaşanan artışın tüketici enflasyonunun da esas nedeni olduğunu belirten Ömer Karadeniz, “Yüksek petrol varil fiyatları ve doğalgaz fiyatları petrokimya ürünlerinin fiyatlarını eskiden olduğu gibi doğrudan etkilemiyor olsa da özellikle lojistik maliyetler üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Bu durum ise ülkemiz plastik sektörü gibi üretim için gerekli hammaddeyi yurtdışından temin etmek zorunda olan sektörler açısından üretim maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir. Ayrıca plastik sektörü özelinde baktığımızda son dönemde yaşanan enerji maliyetleri artışı sonrası ana girdi kalemleri arasında enerji maliyeti işçilik maliyetini geçerek hammaddeden sonra ikinci sıraya yükselmiştir. Esasen bu etkiyi ÜFE’nin %120’yi aşmasıyla gözlemliyoruz. Her ne kadar ülkemizin elinde olmayan bir husus olsa da enflasyonu arttırıcı etkisi olan bu maliyet artışının kontrol altına alınabilmesi adına Ukrayna – Rusya savaşının bir an önce çözüme kavuşturulması önem arz etmektedir” dedi.
Çin’de kapanma uluslararası taşımacılığı kilitlemiş durumda
Çin’in kapanma politikasının uluslararası taşımacılığı kilitlediğinin altını çizen Karadeniz, “Şangay başta olmak üzere Çin’de uygulanmakta olan kapanmalar dünya taşımacılığını kilitlemiş durumda çok sayıda gemi yüklerini boşaltamadığı için açık denizde beklemektedir. Tabi ki her ülkenin kendi vatandaşının sağlığını korumak için gerekli önlemleri alma hakkı vardır, lakin bu durum tüm dünyada lojistik maliyetlerin hızla artmasına ve daha da kötüsü konteyner bulmakta zorluklar yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum sebebiyle Çin ekonomisi başta olmak üzere tüm dünya ticareti yavaşlamaktadır. Kapanmanın kademeli olarak gevşetileceği yönünde gelen haberler sevindirici olsa da Çin yönetimi “Sıfır Kovid” politikasından vazgeçtiğini açıkça belirtmediği sürece bu durum küresel ekonomi üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaya devam edecektir. Öte yandan söz konusu tutum ülkemiz açısından riskler kadar fırsatlar da barındırmaktadır. Zira tüm dünyada Çin’in imajı hızla zedelenmekte ve küresel şirketler daha güvenilir ülkelere yönelerek tedarik zincirlerini güncellemektedir” dedi.
Ana ihracat pazarlarımızda gerileme devam etmekte
Tüm bu küresel gelişmeler neticesinde ülkemiz açısından kısa vadede en önemli tehdidin ise ana ihracat pazarlarımızda ekonominin yavaşlaması ve dolaylı olarak ihracat potansiyelimizin gerilemesi olduğunu dile getiren Ömer Karadeniz, “Ne yazık ki son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde tüm ekonomilerin performansında bir gerileme gözlemlenmektedir. Ülkemiz sanayisi açısından en önemli bölge ise hiç kuşkusuz ana ihracat pazarımız olan Avrupa ülkeleridir. PMI (satın alma yöneticisi endeksi) verilerini incelediğimizde Avrupa ülkelerinde pozitif seyrin devam etmesine rağmen performansın düştüğünü gözlemliyoruz. Ülkemiz ise bu durumdan oldukça negatif etkilenmekte zira sanayicimiz iç pazarda yaşanan zorlukları ihracat yoluyla aşmayı başarmıştı, şimdi ihracat pazarlarımızın da yavaşlama trendine girmiş olması ülkemiz üretimi açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Eğer söz konusu küresel tehditler varlığını sürdürür ve dünya ekonomisini yavaşlatmaya devam ederlerse sektörümüz
başta olmak üzere birçok sanayi kolunun 2022 yılı sonu için belirlenen hedefleri yakalaması güç olacaktır” dedi.
Kalıcı büyüme için güçlü bir iç pazar şart
İhracatta yakalanan olumlu tablonun sevindirici olduğunu, lakin ana iç pazarda sıkıntıların devam ettiğini dile getirerek sözlerine devam eden Karadeniz, “Bu kapsamda daha önce de defaten belirtmiş olduğumuz üzere kalıcı bir büyüme için güçlü bir iç pazarın şart olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. İç pazarımız ne kadar güçlü olursa küresel şoklara o kadar daha dirençli bir ekonomimiz olur. Daha fazla üretmeli, hammadde ve ara mamul ihtiyacımızı yerli kaynaklarla karşılayacak yatırımları hayata geçirmeliyiz. Böylece sanayicimiz dış pazarda kayıp yaşasa dahi üretimini devam ettirebilecek kaynaklara ulaşacaktır” dedi.
SİVİL TOPLUM KURULUŞU
26 gün önceŞİRKET HABERLERİ
03 Ekim 2024GENEL
03 Ekim 2024GENEL
03 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
03 Ekim 2024RÖPORTAJ
03 Ekim 2024RÖPORTAJ
03 Ekim 2024