Zaman, hız zamanı! Zamanla yarışıyoruz. İstediklerimize hızlı bir şekilde sahip olalım, siparişlerimiz hemen gelsin, acıkınca hemen doyalım, aradığımızda hemen bulalım istiyoruz. Eh biraz da düşünce tembelliği var galiba.
Yemek yemek, beslenmek gibi en temel ihtiyaçlarımız da bu hız tutkumuzdan nasibini alıyor. Ne yiyeceğimiz konusunda fazla düşünmeden, birilerinin bizim için düşünmüş olduğu yemek seçeneklerinden seçelim, işimiz kolaylaşsın istiyoruz. Bu tercihler paket servis alanını giderek büyütüyor. Burada bahsettiğimiz paket ambalajlama değil, ürün veya hizmetin farklı sektörlerde paket menüler şeklinde sunulması.
Paket servis, uygun bir ambalaj ile satışa hazır duruma getirilmiş, müşterinin ayağına götürülen veya müşterinin oturmadan ihtiyacını tedarik ettiği sistemin adı. Paket menü ise, özellikle restoranların müşterileri için önceden hazırladıkları, rekabet, bölge özellikleri, müşteri tercihleri, karlılık oranları vb. duruma göre dengeleri düşünerek hazırlamış oldukları menüler. Birçok kişinin de tercihi üstelik. Yani, “alan razı, satan razı” durumu!
Üstelik bu paketler sadece gıda da değil, kitaptan, mobilyaya, sağlıktan düğün ve çeyiz işlerine kadar birçok alanda var. Gelgelelim menüler ve siparişlerde kurumsal bazda paket sayısı arttıkça müşteri ilişkilerinin durumuna yansıyor.
Hayatımızdaki paketler arttıkça müşteriye muamele nasıl oluyor dikkatinizi çekiyor mu? Sanki paket hizmet veya ürüne, paket muamele yapılıyor.
Bir taraftan “müşteri kıymetlidir, müşterilerimiz için varız” sözleri, diğer tarafta paket ürünler ve paket muamele. Birbiriyle çelişen bir durum.
Hatta paket alan/ alacak müşteriye sıradan özensiz davranışlar, sergileniyor. Sanki ucuz veya bedava veriliyor gibi. Aslına bakarsanız paketlerde çoğu zaman müşterinin zararına oluşacak durumlar oluyor. Çünkü paket ağırlıklı olarak işletme sahibinin kar/ zarar durumuna bakılarak hazırlanıyor. Müşterinin tercihine göre değil.
İş yerleri müşterilerini paketlere alıştırırken, bir taraftan da paket muameleye de alıştırıyor sanki. Paket muameleden kastım, özensiz iletişim, müşteriyi tam olarak dinlememe, paketin tamamı müşterinin ihtiyacını karşılamasa veya paketin tamamına ihtiyacı olmasa da illaki elindekini satma çabası. Kısacası paket fiyatı ile müşterinin dikkatini çekip aslında müşterinin ihtiyacını düşünmeden, “hazır müşteri gelmişken bir şey satalım” düşüncesi. Diyeceksiniz ki müşteri de ihtiyacı değil ise almasın. Oysa öyle bir zamana geldik ki müşteri algıları ile oynamak artık çok kolay. Çözülen müşteri algı şifreleri paket ile şekilleniyor.
Hizmetin ve ürünün paket haline gelmesi işyerini, ürünü, müşteriyi, iletişimi sektörleri, insanı, emeği, düşünceyi sıradanlaştırıyor. Özensiz, nezaketsiz olmaya başlıyoruz. Değerlerimiz, özel durumların özelliği törpüleniyor. İyi bir durum değil.
Sözün özü, paketler ile her şeyi kolaylaştıralım derken, sıradanlaştırıyoruz, estetik, iyi iletişim, yapılan işe saygı yok oluyor herkes ve her şey için. Müşteriye biraz daha dikkat, biraz daha özen, biraz daha saygı, biraz daha nezaket lütfen.
ŞİRKET HABERLERİ
15 gün önceGENEL
15 gün önceGENEL
16 gün önceŞİRKET HABERLERİ
16 Eylül 2024RÖPORTAJ
16 Eylül 2024RÖPORTAJ
16 Eylül 2024YAZARLARIMIZIN KALEMİNDEN
16 Eylül 2024