Türk işletmecilerinin işletmelerini kurarken ve devam ettirirken bakış açısı genellikle işletmenin kendine sadece ait olması. Ortaklık sistemine çok sıcak bakılmıyor. Ortaklık konusunda olumsuz örnekler örnek alınarak genellikle tek başına işletmeyi kurmak ve yönetmek öne çıkıyor. Günümüze kadar tek başına işletme sahibi olarak işleri yürütmek kolaydı. İşletme küçük de olsa karın doyuruyordu. Ama artık öyle değil.
Küçük işletmelerin yaşama şansı kalmadı. Orta boy işletmeler zorlanıyor. Büyük işletmeler de yurt dışına açılacak olduklarında “illaki her şeyi ben yapayım, bana ait olmalı” demeden gidecekleri ülkede yerel ortak ile pazara giriş yaparak büyüyorlar.
İş Yapma Modelleri Değişti
Türk ticaret hayatında geçerli olan “Küçük olsun, benim olsun” düşüncesi ise artık değişmek zorunda. Küçük işletmeler bilgi birikimi, yenilenme, yeniliklere ayak uydurma, teknolojiyi uygulama konusunda zayıf kalıyor güçleri ve enerjileri yetmiyor. İşleri ancak günlük döngüsünde götürme mücadelesi veriyorlar ki bu bile bazı sektörlerde çok zorlaştı. Çünkü sektörlere büyük oyuncular girdikçe, küçük çaplı işletmeleri zorluyor.
Bu düzenin yanlış ve doğruluğu ayrı bir konu. Önümüzde net bir fotoğraf var. İşlerinizi ya büyütüp güçlenecek yaşamınızı sağlayacaksınız ya da zamanla iyice güçsüzleşip yok olacaksınız. Hastalığı kabullenip tedavi olmak, vitamin kullanmak, takviye yapmak veya hastalığı görmezden gelip ölümü kabullenmek gibi.
Kültürümüzde “ Birlikten kuvvet doğar “diye bir söz var. Ama “birlik “ olunamıyor. Bazı sektörler bu durumu fark ederek birlik oldular ve işlerini geliştiriyorlar. Ama genelde yaygın değil.
Belki “birlik” olmak için ortaklık kültürünü gözden geçirmek, sağlam, hakkaniyetli, adil anlaşmalar yapmak ve bu anlaşmaya uymak gerekiyor. Yani temelde “ güven “ unsuru olmalı.
“Güven” Sorunu var
Belki de en önemli sorunumuz “birlik” olamama konusunda “güven” sorunu. Birbirimize güvenemiyoruz. Çünkü herkesin birbirine güvenme konusunda hayal kırıklıkları var. Söz verip vaz geçmeler ya da “ben öyle dememiştim, sen böyle anlamışsın” ifadeleri güvensizliğin temelini oluşturuyor. Elbette en doğrusu yazılı anlaşmalar. İşin bu kısmında da hukuku bilmek/danışmanlık almak gerekiyor.
“Birlik” olma konusunda en önemli sorunlardan biri de belki “kendimize” güvenmememiz. Bu konunun üzerinde durmak, düşünce ve iş yapma sistemimizi değiştirmemiz gerekiyor. Herkesin Ahilik değerlerine göre iş yaptığı bir ortam düşündüğünüzde aslında sorunlar kendiliğinden çözülüyor. Ama değer kaybı sağlıklı düşünmemizi de engelliyor. Değerlerin yeniden hatırlanması için biraz sabırlı olmak ama sabrederken de treni kaçırmamak, yenilikleri takip etmek gerekiyor.
Sözün özü; Küçük küçük, bölük pörçük olup zayıf olmaktansa, “bir” olup güçlü olmak yollarını zorlamanın zamanı geldi, geçiyor.
Öğr. Gör. Tümay MERCAN
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü/ Yönetim Danışmanı
tumaymercan@hotmail.com Twitter:TümayMercan@Tumaymercan / Facebook:Tümay Mercan
ŞİRKET HABERLERİ
17 gün önceGENEL
18 gün önceGENEL
18 gün önceŞİRKET HABERLERİ
19 Eylül 2024RÖPORTAJ
19 Eylül 2024RÖPORTAJ
19 Eylül 2024YAZARLARIMIZIN KALEMİNDEN
19 Eylül 2024