Ülkemiz için Kobilerin, esnafların ne kadar önemli olduklarını daha evvel de burada ve diğer yazılarımda da dile getirdiğimi hatırlıyorum.
İnsanların hayatlarını idame ettirmek için de çalışmak durumunda olduğunu cümlemiz biliriz. Bu çalışma da çeşitli şekillerde olabilmektedir. Kimileri esnaf – sanatkâr, memur – işçi olurken, kimileri de kendi çapında kuruluşlar yaparak hem kendisi çalışmakta hem de yanında birçok kişiyi çalıştırabilmektedir. İşte bunların belirli bir ciroyu ve çalışan işçi adedini geçtikten sonra adına Kobi denmektedir.
Kobiler çalışıp yatırımı yaparken sadece öz sermaye ile değil, yabancı sermayeye de ihtiyaç duymaktadırlar.
Bu yabancı sermayeyi ya bir finans kurumundan ya da bir yakınından çeşitli şartlar içinde borç alabilmektedirler. Faizsiz borçlanma elbette çok güzelken büyük çapta borçlanmanın pekte faizsiz olmayacağını veya üzerine kar koyarak verilemeyeceğini tahmin ederler.
Kobiler bu borçlanmayı yaparken ihtiyacı olan paranın miktarını kendilerine maliyetini, geri ödeme şartlarını çok iyi araştırıp, hesap edip almalıdırlar. İhtiyaç olan bu para ya üretimi arttırmak için (Pazar durumu varsa ve o pazardan elde edilecek gelir masrafı karşılayabiliyorsa) veya mevcut yatırımı daha karlı çalıştırabilmek, ham madde tedariki için olmalıdır. Bunların dışında yani yeni bir ev almak, yeni bir araba almak velhasıl işletmenin gelirini arttırma dışında olmamalıdır. Elbette herkes rahat bir evde oturmak, rahat ve emniyetli bir arabaya binmek ister. Ama hesaplı yürütülen bir işletme bunları temin edebilirken, işletmenin dışındaki borçlanarak alınan şey işletmeyi büyütmez, iyileştirmez tam aksine kör eder hatta yok edebilir. Araba alabilmek, hanımın istediği güzel evi alabilmek atıl para ile olur. İşletmenin büyümesi ve daha verimli çalışması atıl olmayan para ile olur. Hanımı, çocukları öyle ikna etmek gerekir.
Kobilerin veya esnafların yabancı kaynağı bir finans kurumundan talep ederken ödeme maliyetini çok iyi hesap etmek gerektiğini yazımızın başında belirtmiştim. Bunun dışında herkes her finans kurumundan istedikleri parayı alamayacaklarını da bilmelidirler. Nasıl bir üretici üretimi, imalatçı imal ettiğini istediğine yani malın bedelini alabileceğine inandığına satarsa, finans kurumları da ellerinde satmaya hazır parayı ya bir faizle ya da mal alıp üzerine kar koyarak (Katılım Bankaları misali) satmak ister. Dolayısıyla finans kurumunu para almada ikna etmek, alacağınız paranın işletmeye harcanacağını iyi bir üretim yapılacağını onunda şu kadar kar sağlayacağını, elde edilecek bu karın tüm masraflar (faiz dâhil) karşılayacağını açık seçik anlatması gerekir ve bunu anlatan bir hesap cetveli sunmakla olur. Hesap yanlış yapılıyorsa ve de hatıra binaen aracı kullanarak elde edilecek para, alanı da vereni de zor durumda bırakır.
Burada tavsiyem, para kullanmasını bilenle istişare etmek ve maliyet hesabını iyi yapmaktır.
Kader bu ya
Yazılmış yazılmaya da
Ah bilebilsem
Yazılanı anlıma.
Bilsem ne olacak
Bilmesem ne olacak
Sabredersem bir ömür boyu
Bir gün ne olacaksa olacak.
Alnımdaki yazı ne
Dünyamı değiştirmekse
Bilemem ki göremem ki
Başkalarının gördüğü bana ne.
Hazırsam gideceğim yere
O bana yeter işte
Orada kimse kimseyi tanımaz
Ağlayan bana ne gülen bana ne.
03.11.2016
M.Zeki SAYIN
ŞİRKET HABERLERİ
6 gün önceGENEL
6 gün önceGENEL
7 gün önceŞİRKET HABERLERİ
07 Eylül 2024RÖPORTAJ
07 Eylül 2024RÖPORTAJ
07 Eylül 2024YAZARLARIMIZIN KALEMİNDEN
07 Eylül 2024