0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Esnaf ve sanatkâr dendiğinde benim aklıma hemen “bu ülkenin emniyet süboblarıdır” demek geliyor içimden. Sizlerde düşünün inceleyin etrafınıza bakın,  bu kişilerin olduğu, çalıştığı yerlere gidin. Cümlesi canları pahasına önlerine çıkan birçok zorlukları yenme gayretiyle nafakalarını temin etmeye çalışmaktadırlar. Bu kişiler bir araya geldiklerinde her telden konuşma yaparlar, siyasi fikirlerini de serdederler ama işleri onlar için önceliklidir. Ama vatan savunmasında her şey bir tarafa vatanın her karış toprağını savunması işinde de önde giderler. Üstelik sadece kendileri değil çoluk çocuğu ile birlikte bu hususta hareket ederler. Mazbut ve muhafazakârdırlar. Dinlerinin yasakladığı bazı durumları yaşasalar da konu olduğunda inançlarına söz söyletmezler, düşüncesini savunurlar. Vatanın yükünü adeta üzerlerinde hissederler. Çocuklarını askere göndermekte, biri şehit olsa varsa ikincisini vermekten çekinmezler.

Zengin olmak isterler elbet. Ama şahsiyetlerinden taviz vermezler. Çoğunlukla helali- haramı ararlar. Dostlukları, misafirperverlikleri ölçülemez derecededir. Bütçesi müsaade ettiği derecede yardım etmekten kaçınmazlar. Büyüklük kompleksleri yoktur. Kendilerinden yaşça küçükte olsa abi, hocam demekten zevk alırlar.  İhanete uğradıklarında da adeta yıkılırlar.

Elbette her grubun içinde yaramazlar vardır. Hepsini tek tip insan yapamazsınız. Bir salkım üzüm içinden de birkaç tane çürük çıkabilir. Çıktığında da ya üzümü üreten ya da satan bunları ayıklar ve yenecek hale getirir. Yeter ki yaramazları ayıklamasını bilelim. Bunlar ayıklanmazsa değindiği diğerlerini de bozarlar.

Bahsettiğimiz müspet düşüncelerin devamı için gerekli eğitimi, sosyal temasları bırakmamamız lazımdır. Allah bu düşünce ve yaşama içinde olanların her hayırlı işte yardımcısı olsun.