AYSAD & AYSAF Başkanı Sait Salıcı: Her şeyden önce “Ayağımızı yere yerli basalım”

AYSAD - Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sait SALICI 1 MAYIS  – 4 MAYIS 2024 tarihlerinde 70.’si düzenlenecek olan AYSAF - Ayakkabı Yan Sanayiciler Fuarı için yapılan hazırlıklar ile bu AYSAF Fuarının Ayakkabı sektörüne katacağı değerler ile üretim ve ihracata sağlayacağı faydaları LONCA okurları için anlattı.

Ayakkabı sektörü benim baba mesleğim. İktisat Fakültesi’nde okurken yaz aylarında babamın yanına işe gitmeye başladım; sektörü sevdim, üniversiteyi tamamladıktan sonra da direk bu sektörde çalışmaya başladım. 24 yıldır, ayakkabı için tekstil malzemeleri üretiyor, ayakkabı sektörüne yan sanayici olarak hizmet veriyoruz. Yaklaşık 12 yıldır da sivil toplum kuruluşlarının içinde bulunuyorum. İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcılığı ve Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yapmakta, sektörün gelişmesi ve daha ileri gitmesi için çalışmaktayım.

AYSAD (Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği), 1988 yılında ayakkabı yan sanayicilerini tek bir çatı altında birleştirmek amacıyla kuruldu.  Ayakkabı üretiminde kullanılan her türlü malzemenin üretici, mümessil, ithalat ve ihracatçı firmaları ile ayakkabı tasarımcılarını, yenilikçi ve  dinamik yaklaşımı ile kucaklayan sektörün ilk  ve tek sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet göstermektedir.
AYSAD yurt içi ve yurt dışındaki fuarlar, sektöre özel eğitim programları, ürün tanıtımları, mesleki sorunların çözülmesi ve benzeri pek çok konudaki organizasyon ve girişimleri ile ortak ve daha güçlü bir ses için üyelerinin en etkin şekilde temsil edilmesine odaklanmıştır. Yaklaşık 36 farklı iş kolu, 500’den fazla üyesiyle, girdiyi bir araya getiren benzersiz yapısıyla AYSAD, ayakkabı yan sanayi alanında sektörün en önemli temsilcisi olarak, üyelerinin sektörel ve global gelişmelere adaptasyonlarını sağlayacak programları hayata geçirmek ve uygulamak amacıyla faaliyetlerini yürütmektedir.

Bu durumun tek değil birden fazla nedeni var. Türkiye’deki üreticilerin işçilik ve girdilerindeki artış, maliyetlerini döviz bazında yükseltti. Pandemi sonrası, önce yüksek talep, sonrasında düşük ve orta gelirli tüketicinin alım gücünün ve ihtiyacının düşmesi sektörün daralmasına sebep oldu.

Rusya ve Ukrayna Türkiye’den önemli ölçüde ithalat yapan iki ülkeydi. Aralarında çıkan savaş, nedeniyle Ukrayna’dan ciddi oranda talep düşmesine neden olurken, Rusya’nın özellikle Çin ile olan ticaret artışı ayakkabı ve tekstil sektörümüze olumsuz etkiledi. İklim değişiklikleri de çok önemli bir faktör.

Bunların yanı sıra, başta Z kuşağı olmak üzere, trend değişimi nedeni ile daha hafif, kumaş veya suni deri ayakkabılar tercih edilmeye başlandı. Bu da, deri ve deri ayakkabı konusunda tecrübesi olan ihracatçılarımıza olan talebin azalmasına neden oldu.

İşçilik ve maliyetlerdeki artış sebebi ile, ülkemizden tedarik edilebilen yan ürünlerin maliyeti toplam üretime yansıması olarak özellikle Uzak Doğu ülkelerinden tedarik edilen ürünlere göre yüksek kaldı. Bu nedenle, perakendeciler Türkiye’de üretmek yerine Uzak Doğu’dan ithal etmeyi tercih etmeye başladı. Ayrıca 2023 yılındaki navlun fiyatlarındaki düşüş de ithalatı tetikledi.

2023 yılında ayakkabı sektörü ihracatı değer olarak yüzde 7,6 düşüş ile 1 milyar 124 milyon dolar seviyesine gerilerken daralma miktar bazında ise yüzde 20’ye ulaşmıştı. Yüksek maliyetler nedeni ile fiyat odaklı markaların Türkiye’den çekilmesi, sektörde kg başına ihracat değerinin 7,9 dolardan 9,1 dolara yükselmesine yol açtı. 2023'te ayakkabı ithalatı ise bir önceki yıla göre yüzde 47 artış ile 962 milyon dolardan 1 milyar 416 milyon dolar seviyesine yükseldi. Böylece sektör uzun süre sonrası ilk kez dış ticaret açığı verdi ve yılın tamamında açık 147 milyon dolara yükseldi. Miktar olarak bakıldığında ise geçen yılın tamamında 55 milyon çifte yakın ayakkabı ithalatı gerçekleştirildi.

Öncelikle ithal ayakkabıdaki vergi oranı arttırılması gerekiyor. Bakanlık tarafından seçim sonrasında ilave gümrük vergileri konulması ve taklit ile mücadelede yeni düzenlemeler üzerinde çalışıldığını biliyoruz. Marka ayakkabıların taklidi ile mücadele edilmesi de çok önemli. Yerli pazara girmek isteyen markaların üretimlerinin bir bölümünü Türkiye’ye taşımaları de beklenebilir. Bu konuda farklı sektörlerde uygulamalar olmuştu, ayakkabı ve yan sanayinde de yapılabilir. Bu durumun hem yerli üretime faydası olacaktır hem de yerli pazara girmek isteyen global markaların yerli imalatçı ile buluşmasını sağlayacaktır.

Bu konuda dernek olarak sistemli bir şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Her şeyden önce “Ayağımızı yere yerli basalım” diyoruz. Herkes yaklaşık 2 sene sadece yerli üretim ayakkabı giyse sektör hem dönüşür hem gelişir. Bu konuyu her ortamda gündeme taşıyorum. Sektörümüzün gelişmesi için yerli üreticinin dönüşmesi için 2 sene desteklenmeye ihtiyacı var. Bu konudaki çalışmalarımızı ilerleyen günlerde kamuoyu ile de paylaşacağız.

AYSAF Fuarı, İtalya’da düzenlenen Lineapelle’den sonra, ayakkabı yan sanayi konusunda en büyük ve köklü uluslararası fuar. Deri, taban, makine, ayakkabı tekstil, suni deri kimyasalları gibi kısaca ayakkabı üretiminde ihtiyaç duyulan tüm ürünlerin sergilendiği bir fuar. Ülkemizin konumu sayesinde komşularımızın da sık ettiği bir organizasyon. Ayakkabı sektörünün ve ülkemizin mevcut koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda önceliğimiz, fuarımızı, yurt dışı ziyaretçisi ve katılımcısı açısından en iyi noktaya getirmek. Bu kapsamda daha fazla yabancı ziyaretçi ve katılımcı çekmek için Portekiz, İtalya, Almanya, Rusya, Özbekistan, Polonya, Dubai, Mısır, İran, Ukrayna, Kuzey Afrika, Balkanlar gibi ülkelere Dernek yönetimi olarak bizzat gidiyor, yüz yüze görüşmeler, tanıtımlar yapıyor, katılımcı ve ziyaretçileri çeşitlendirmeye ve zenginleştirmeye çalışıyoruz. Mayıs ayında 69’uncusunu düzenleyeceğimiz AYSAF fuarı katılımcılarımıza ve ziyaretçilerime fayda sağlıyor ki bugünkü seviyesine ulaştı. En son fuarımıza 55’i yabancı olmak üzere 371 marka katıldı.